Menu
in

Dünyayı Değiştiren 12 Getto Sporcu

İlgilendiğimiz spor dalının yıldız sporcularını hepimiz biliriz. Hatta bazıları o kadar ünlüdür ki ilgilenmediğimiz spor dallarında bile olsalar dahi onları tanırız. Gözümüzde bir kahraman olan, yıllık kazançlarını duyduğumuzda çenemizi yoran bu yıldızların şanslı olduğunu mu düşünüyorsunuz? Belki de şanslarını kendileri yaratmışlardır!

Lebron James

NBA tarihin en iyi basketbolcularından biri Lebron James, gözünü dünyaya açtığında annesi 16 yaşındaydı. Zor bir hayat yaşayacağının sinyallerini ilk gün alan Lebron, Ohio’da suç dolu bir mahallede büyüdü. Annesinin işi dolayısıyla birçok farklı mahalleye taşınmak zorunda kalan Lebron, yoksul bir çocukluk geçirdi. Annesinin boş zamanlarını değerlendirmesi amacıyla onu futbol takımına yazdırması onun spor kariyerini başlattı. Fotbolda başarılıydı fakat o basketbolu keşfetti. Vincent–St. Mary Lisesi’nde basketbol oynamaya başlayan yıldızın NBA’ya sıçraması hiç zor olmadı.

Cristiano Ronaldo

Şimdi de futbolun dev ismindeyiz. Cristiano Ronaldo da şanssız doğan sporculardan. Ronaldo’nun annesi ev yemekleri yapan bir aşçı, babası ise bahçıvandı. Kesinlikle ideal koşullarda büyümeyen Ronaldo, 3 kardeşiyle çok küçük bir odada büyüdü. Ronaldo geçmişinden bahsederken hiç oyuncakları olmadığı konusuna değinmekten çekinmiyor. Ayrıca kendine yaptığı kartondan evlerde uyumayı çok sevdiğini ve orada hayaller kurduğunu söylüyor. Hayallerini tahmin edebilirsiniz değil mi? En iyisi olmak!

Ronaldo büyüdü ve lise yıllarında öğretmenine sandalye attığı için okuldan kovuldu. Andorinha adında bir amatör futbol takımıyla spor hayatına başlayan Ronaldo’yu 16 yaşındayken o zamanki Liverpool teknik direktörü Gérard Houllier’ın keşfedeceğini fakat Liverpool’un onu kabul etmeyeceğini kim hayal edebilirdi? Neyse ki Manchester United, Liverpool’dan daha akıllıca bir karar verdi ve bu futbol kahramanıyla futbolseverleri buluşturdu.

Caron Butler

Geçmişleri biraz daha karartalım. Caron Butler’in içleri bunaltacak bir geçmişi var. Çok yoksul bir ailede doğan basketbolcu, çocukluğunda çok hırpalandı bolca şiddete maruz kaldı. Her şeyin kötü gitmesi onu daha da kötü şeyler yaşatacak kararlara sürükledi. Mesela o henüz 11 yaşında o bir uyuşturucu satıcısıydı. 15 yaşına gelmeden 15 kez tutuklanan Butler’ın istatistikleri gerçekten şaşırtıcı. Gözaltı sırasında basketbola olan ilgisini keşfetmesi ve yetenekleri, UConn’da bir burs temin etmesini sağladı. Bu onun hayatının ilk güzel gelişmesiydi.

Pele

Futbol tarihinin sembolik heykeli haline gelen Pele de harika bir hayattan gelmedi. Brezilya’nın Tres Coracoes şehrinde dünyaya gelen Pele’nin dünyası, mahallesi kadar küçüktü. Babası da bir futbolcuydu fakat kazandığı para geçinmelerine yetmedi. Pele’nin ilk topunun, içi eski bezlerle doldurulmuş bir çorap olduğunu duyduğumuz günden beri Pele’yi daha çok seviyoruz.

Mike Tyson

Mike Tyson’ı geçmişiyle değerlendirdiğimizde neden bu kadar iyi bir boksör olduğunu anlıyoruz. Kötü hayat şartlarını bir bir yumruklayarak gelen Tyson, çocukluğunu asla unutmuyor. Brooklyn’in en tehlikeli mahallesinde büyüyen Tyson’ın babası, henüz o 2 yaşındayken annesini terk etti. İlk olarak üye olduğu çetenin sokak dövüşlerinde parlayan Mike Tyson, bu yıllarda 30 defa tutuklandı ve bunlar yaşanırken henüz 13 yaşındaydı. Erkekler okulunda ettiği kavgalarla eski amatör boks şampiyonu Bob Steaward’ın dikkatini çekerek eldivenleri eline geçirdi ve bir daha hiç çıkarmadı.

Kassim Ouma

Efsane boksör Ouma’nın geçmiş yaşamı sınırları biraz zorluyor. Ünlü Boksör, Uganda’nın Gulu Bölgesinde aşırı yoksulluk içinde doğdu. Ouma beş yaşındayken kaçırıldı ve o sırada Uganda’da isyancı bir ordu olan Ulusal Direniş Ordusu’na katılmak zorunda kaldı! Kassim Ouma, ailesinden haberi bile yokken bir çocuk askere dönüştürüldü. Muhtemelen asker olarak doğduğunu sanan boksör, çocuk yaşta öldürmek zorunda kalmanın yükünü her zaman yaşadı.

Diego Maradona

8 çocuğun kaldığı küçücük bir odada önce Arjantin’in sonra dünyanın en iyi futbolcularından birinin büyüdüğünü kim bilebilirdi? Maradona, Buenos Aires yakınlarında çok fakir bir ailede büyüdü. Mahalle kulübünde oynayan Maradona her zaman neşeliydi. 12 yaşındayken devre aralarında top ile cambazlık yaparak seyircileri eğlendirecek ve fakirliğini asla kafaya takmayacak kadar…

Novak Djokovic

Kortta canını dişine takarak savaşan sevgili Novak Djokovic’in savaşçı ruhu sizce nereden geliyor? Novak, savaşın ve yoksulluğun yaşandığı bir dönemde Sırbistan’da doğdu. Belgrad tarihinin en kötü yıllarında büyüdü. O, kardeşi ve ailesi savaştan büyük ölçüde etkilendi. Novak Djokovic, yoksulluk ve savaşla geçirdiği çocukluk yıllarının hıncını belki de kortta alıyordur, kim bilir…

Zlatan İbrahimovic

Tüm zamanların en aykırı futbolcularından birisi olan Zlatan’ın asiliği çocukluğuna dayanıyor. Babası bir alkolik olan futbolcu aslında babasız büyüdü. Annesi Jurka, Zlatan’ı tek başına büyüttü. Zlatan İbrahimovic, yoksulluğu nedeniyle okulda sürekli alay konusu olduğunu belirtiyor. Şimdiki başarısını hayatın ona bir ödülü olduğunu düşünüyor.

Emre Mor

Milli futbolcumuz Emre Mor’un da bizi üzen bir geçmişi var. Danimarka’da gettolarda büyüdüğünü ve çok kötü bir dairede oturduklarını anlatan Emre Mor, her zaman kendini suçtan koruduğunu söylüyor. Çevresinde iyi insanların hiç olmadığını söyleyen Emre Mor, kendini spora verdi ve 15 yaşında Nordsjaellend’e giderek gettolardan kurtulmanın ilk adımını attı.

Serge Ibaka

Serge Ibaka, zaten ilginç bir ailede dünyaya geldi. Çünkü o anne-babası için sahip oldukları 18 çocuktan biriydi. Ibaka, basketbolu, annesinin zamansız ölümünün acısından ve babasının İkinci Kongo Savaşı sırasında yaşadığı hapishane yıllarından uzaklaşmak için kullandı. Kongo’dan kaçmak için sayısız girişimden sonra Ibaka nihayet 17 yaşındayken Avrupa’ya taşındı ve hikayesi başladı. Hatta o kadar ki kendi ülkesinin değil, İspanya Millî Basketbol Takımı’nda oynamayı seçti.

Luka Modric

Real Madrid’in Hırvat yıldızı, Hırvatistan bağımsızlık savaşı içinde büyüdü. Modric, savaşla tanıştığında henüz 5 yaşındaydı ve babası bu savaşta hayatını kaybetmişti. Yıldız oyuncu mülteci kampında büyüdü, futbolla da orada tanıştı. Mülteci kamplarında oynadığı futbolla kendisini geliştirdi. Profesyonel futbolcu olarak 2007-2008 sezonunda Dinamo Zagreb’de oynadı ve Real Madrid’in onu keşfetmesi uzun sürmedi.

Yorum Yazın

Exit mobile version