Eğer kahvaltı yapmadan önce dışarı çıkıp sabah koşan bir koşucuysanız, kuvvetle muhtemel koşucuların en mutlu grubu içindesinizdir. Bu teorinin dayandığı unsur, leptin adı verilen bir hormondur. Leptin, doyuma ulaşmış olma hissi ile bağlantılıdır. Düzenli antrenman yapan dayanıklılık sporcuları, daha düşük leptin değerlerine sahip olmaya eğilimlilerdir (eğer maratona hazırlanıyorsanız ve sabit bir şekilde açlık çekiyorsanız anlarsınız)
Hücre Metabolizması dergisinde yayınlanmış yeni bir çalışmada, araştırmacılar, insanlardaki kadar leptin bulunan farelerin beynindeki leptinin etkisini test etmişler.
Bilim adamları, bir grup fare üzerinde yaptıkları deneyde beyinlerini kandırarak leiptin değerlerinin düşük olduğunu düşündürüp leptin cevabını bozmuşlar. Bu gruptaki fareler, leptin değerleri etkilenmemiş diğer gruptaki farelere göre dönmedolapta iki katı mesafeyi koşmuşlar.
Buna ek olarak fareye, içinde koşturan tekerlek olan çember ile içinde kilitli, sabit bir tekerlek olan çember gibi iki seçenek sunulduğunda, daha düşük leptin değerine sahip farenin, vaktinin çoğunu koşturan çemberde geçirmeyi tercih etmiştir.
Bu bulgular, daha düşük leptin değerinin, farelerin daha uzun koşmalarını istettiğini ve bundan daha fazla keyif aldıklarını ortaya çıkartmıştır. Montreal Üniversitesi’ndeki bir nörobiyolog, bunun insanlarda da geçerli olacağına inanıyor. Koşucularda azaltılmış leptin değerlerinin, koşucuların yaşadığı o büyük mutluluk ve keyif halinde bir rol oynadığı görünüyor.
Tutarlı bir şekilde antrenman yapan ve böylelikle daha düşük leptin değerlerine sahip olan düzenli koşucuların, bu spordan keyif alıp, mesafe yaptıkça mutlu hissetmeleri mantıklıdır. Gerçi, daha fazla koşma isteğini uyandıran ve böyle yaparak daha mutlu hissettiren açlığa sebep olan şey olması mantıksız gibi görünebilir. Fakat evrimsel görüşe göre bu teori akla yatkındır. Eski çağlarda insanlar yemek kıtlığı çekerken, daha fazla yiyecek bulabilmek için daha uzun yürüyüşlere dayanmak zorunda kalmışlardı. Koşucuların bu büyük coşkulu durumu, ihtiyaçları olan besini bulacaklarından emin olmalarını sağlayan dürtü ile devam etmeleri konusunda motive olmaları için evrimleşmiş olabilir.
Bu bulguların, sizin boş mideyle daha uzun veya daha sıklıkla koşmanız gerektiği anlamına gelmemesini fark etmeniz önemlidir, çünkü böyle bir seçimde coşkudan hayli uzata bir durum olan duvara çarpma durumunu yaşarsınız. Vücudunuza doğru bir şekilde besin sağlamanız, en iyi performansla koşabilmeniz ve en iyi şekilde hissetmeniz açısından önemlidir.
Bu araştırma basit bir şekilde neden kısa bir erken sabah koşusunun bu denli iyi hissettirebildiğine dair bilimsel teoriyi sağlamıştır.
Sabah koşularına motive olmanız için 5 önemli ipucu yazımıza da göz atabilirsiniz.