Günümüzde herkes tarafından bilinen ve tercih edilen iki spor markası devi adidas ve Puma‘nın ilginç rekabetinden bahsedeceğiz.
Birçok insan adidas ve Puma’nın aynı evde yetişmiş iki kardeşin eserleri olduğunu bilmez. Dönemin Almanya’sının Dünya’ya kazandırmış olduğu iki spor markasının rekabeti, ülkenin güneyinde küçük bir kasaba doğmuştur. Bu çekişme kasaba halkının günlük yaşamını bile derinden etkilemiştir.
1949 yılında tohumları atılan bu rekabetin başrol oyuncuları Adolf Dassler ve Rudolf Dassler kardeşlerdir. Almanya’nın Herzogenaurach kasabasında doğup büyümüşlerdir. Ayrılık, rivayetlere göre II. Dünya Savaşı sırasında askerlik yapan ve esir düşen Rudolfun, A.B.D ile yakın ilişkiler sahip olan kardeşi Adolf tarafından, A.B.D ordusundaki nüfuzunu kullanamayıp Rudolf’u kurtaramamasından kaynaklandığı söylenmektedir. Bu olay iki kardeş arasındaki bağların bir ölçüde kopmasına neden olmuştur.
Adolf Dassler aile şirketinden ayrılarak Herzogenaurach kasabasının batısında adidas fabrikasını kurdu. Rudolf Dassler ise kasabanın doğusunda Puma’yı yarattı. O tarihten itibaren kasaba halkının günlük yaşamını adeta alt üst eden bir gerilim başlamış.İlk ayrılıklar kasabanın okulunda başlar. Ailesi adidas’ta çalışan çocuklar adidas eşofman ve ayakkabı giyiyor Pumada çalışanlar tabiki de Puma’dan başka bir marka giymiyordu.İşçiler fabrikalarına gitmek için ayrı yollar kullanıyorlar ve farklı marketlerden alışveriş yapıyorlardı. Düzenledikleri balo ve şenliklerde farklı biraları içiyorlardı. Rekabet o kadar ileri boyutta idi ki Puma fabrikasında çalışan evlilik çağına gelmiş olan kız ve erkekler birbirleriyle, adidas’ta çalışanlarda adidas fabrikasında çalışanlar ile evleniyorlardı.
Rekabetin en önemli olaylarından biri de Bern mucizesi olarak tarih sayfalarında yer alan 1954 Dünya Kupası Final maçındaki yaşananlar idi. Hava koşullarına göre ayarlanabilen vidalı kramponlar sayesinde Almanlar final maçında Macaristanı devresini 2-0 mağlup kapattığı maçı 3-2 kazanmayı başarmışlardı.İkinci yarıda başlayan sağanak yağmur sahayı ağırlaştırmış, vidalı kramponlar Almanların ayakta kalmasını sağlamıştır. Filmlere dahi konu olan bu olay (Das Wunder Von Bern) bir tartışamanın daha fitilini ateşlemiştir. Vidalı kramponu ilk kim üretti? Yıllarca tartışılacak olan bu soruya ise Puma; ”1954 Dünya Kupasından önce vidalı kramponun bir çok yıldız futbolcu tarafından giyildiğini söylüyor.
Vidalı kramponun asıl mucidi ise Bremen’in Rosenthal adlı kasabasında yaşayan ayakkabı ustası Alexander Salot idi. Slot, bir anlamda Rosenthal mucizesini yaratmıştı.1954 Dünya Kupası’dan yıllar önce Salot, bu ayakkabıyı icat etmiş ve bundan tam 5 yıl önce, yani 1949 yılında patentini almıştı. Hatta, atölyesinde küçük bir seri üretim yapan Salot’un ayakkabıları ile kasabanın takımı Blumenthaler SV, eyalet liginde 3 yıl üst üste şampiyon olmuştu. Daha sonra adidas ayakkabıların seri üretim hakkını aldı ve ‘vidalı krampon efsanesi’ başlamış oldu. O tarihten bu yana adidas futbol ayakkabıları milyonlarca satarak adidas efsanesini de yaratmış oldu.
Rekabet o kadar farklı boyutlara taşınmıştır ki Puma Boris Becker ‘in henüz 17 yaşındayken Wimbledon şampiyonu olmasını Puma raket kullanmasına bağlamıştır. Puma adidas’tan daha güçlü bir bireysel marka olduğunun iddasında olmuştur.İşte Pele, İşte Maradona, İşte Netzer, Formula 1 pilotu Micheal Schumacher ve tabiki de son yıllara damgasını vuran Usain Bolt… Bu efsane sporcular Puma’nın adeta sembol isimlerinden.
Buna karşın adidas, kendisini daha olimpik bir marka olarak tanımlıyor; İşte Bob Beamon’un uzun atlamada Dünya rekoru kırdığı ayakkabılar, Nadia Comaneci’nin pisi ayakkabıları, Steffi Graf’ın tenis eteği,Beckenbauer,Müller ve Beckham’ın kramponları…Bunlar adidasın merkezindeki hazine odasında yatıyor.8 bin ayakkabı, 2 bin top, forma, raket ve eşofman arasında…
Puma ile adidas arasında son kavga konusu adidas’ın ünlü üç şeritli logosunun kapladığı hacimle ilgili. Puma Nike da yanına alarak Uluslararası Olimpiyat Komitesine (IOC) götürdüğü bu davanın temelinde 2002 Dünya Kupası’nda Pumanın Kamerun mili takımına tasarladığı, vücuda oturan yekpare formanın FIFA tarafından yasaklanması yatıyor.
Puma adidasın bir entirika çevirip FIFA’nın kararında etkili olduğunu iddia ediyor ve olimpiyatlara yönelik bir intikam harekatına girişiyor.Sporcu formalarındaki adidas logosunun, olimpiyat şartnamesindeki 20 cm’lik sınırı aştığını ileri sürüyor. Kol ve pantolon kenarlarındaki şeritler ile logo ihlali yapıldığı gerekçesi ile IOC’ye (Uluslararası Olimpiyat Komitesi) şikayet dilekçesi veriliyor. adidas biz bu şeritleri 1972 olimpiyatlarından beri kullanıyoruz, şimdi mi rahatsız oldunuz dese de Puma ile Nike’ın cevabı hazır;” İşte IOC’nin yıllardan beri adidas’ı kayırdığının kanıtı.
İşte bu rekabet vidalı kramponların kimin bulduğundan tutun, sporcuların formalarındaki logolarında cm hesabına kadar uzanıyor. Rekabetin iki aktörü olan iki kardeş ise , kasabada birbirlerine en uzak mesafede olacak şekilde ayarlanmış mezarlarında yatıyor.