Rivayete göre ayakkabının keşfinde bir ihale yolsuzluğu vardır… Yolsuzluğun tarihini değil, ayakkabıyla ilgili elbette bu rivayet! Kral, saraydaki ilgiliyi çağırır ve buyurur:
“Yerlere basmaktan ayak tabanlarımda hal kalmadı. Sızlayıp duruyor. Acil bir çözüm.”
Cingöz saray memuru, hemen deri işiyle uğraşan bacanağını hatırlar ve bir çözüm üretir:
“Kralım, bütün ülkeyi yumuşak bir deriyle kaplatırsak ayaklarınız ağrımaz.”
Böylece ihaleyi bacanağına verecek bu yolla da zengin olacaktır.
Kral fikre bayılır ama bu kadar deri nereden bulunacaktır? Deri olsa bunun bütçesi nedir? Maliye işlerine bakan yardımcısını çağırıp derdini söyler. Maliyeci epey şaşırır. “Kralım,” der, “bütün ülkeyi kaplatmaya gerek yok. Ayaklarınızın altına göre bir deri uydurmak yeterli olacaktır. Böylece sürekli bu deri üzerinde yürümüş olursunuz. Anlaşılan, bacanağı derici olan biri işgüzarlık etmiş.”
Kral işgüzarı cezalandırır, maliyeciyi ödüllendirir.
Spor ayakkabının temeli ise 1800’lere dayanır. İşte spor ayakkabının zaman çizelgesi…
1839 – Charles Goodyear volkanlaşma tekniğini buldu. Lastik taban üretimi başladı.
1860 – Bir İngilizin lastik tabanlı bez ayakkabılarıyla kriket oynamaya gitmesiyle ilk spor ayakkabı ortaya çıktı.
1917 – ABD, Keds markalı ilk bez ayakkabıları piyasaya sürdü. Ardından aynı ayakkabılar yetişkinler için spor ayakkabısı olarak satıldı.
1919 – Ayak bileklerine kadar uzanan ilk basketbol ayakkabısı ortaya çıktı.
1950 – Gençlerin ikonu James Dean bez ayakkabılarıyla poz verdi. Bununla birlikte gençler spor ayakkabılarıyla günlük giysilerini kombine etmeye başladı. Aslında bu da spor modasının başlangıcıydı.
1983 – Vivienne Westwood “Witches” koleksiyonunu Paris Moda Haftasında bez ayakkabılarıyla sundu.
1990 – Almanya’da İngiliz deyimi Sneaker kavramı yerini aldı. Bu sözcük İngilizcede “sürünmek” anlamına gelen “sneak” kelimesinden geliyor.
Kramponun tarihçesini merak edenler peşimizden gelsin;)