Babası, Split Hukuk Fakültesi dekanı, annesi öğretmen. 1970’li yıllardaki Hırvat Baharı’nda (otonomi için yapılan gösteriler) baba Bilic, etkin rol oynamış. Bilic, Hajduk Split günlerinde Yugoslav Milli Takımı’na alınmamasını, babasının devlet tarafından kara listeye alınmasına bağlıyor.
Aile kavramına büyük önem veren Bilic’in sol kolunda, oğlu Leo’nun ismi Tibetçe yazıyor. Sağ kolunda ise dört temel elementin simgesi, bir kadının siluetinin yanında yer alıyor ki bu kızı Alana’yı temsil ediyor. Bilic’in üçüncü dövmesinde ise 1992’de evlendiği ve 2007’de boşandığı eski eşi Andrijana’nın ismi yazıyor. Hırvat teknik adam, evliliklerinin 10. yılına özel bu dövmeyi yaptırmış.
“Eğer müzik olmasaydı yaşayacak enerjiyi bulamazdım,” diyen Bilic’in bir rock grubu var. ‘Sert mizaçlı’ anlamına gelen Rawbau, Metallica, AC/DC ve Aerosmith’ten etkilenen bir grup. Biliç de favorisi ‘kırmızı Gibson’ gitar çalıyor. Guns N’ Roses hayranı. Grubun 2008’de söyledikleri Vatreno Ludilo (Öfkeli Çılgınlık), Hırvatistan Milli Takımı’nın resmi olmayan marşı olarak kabul edilmişti.
Bilic, hard rock seviyor, ama İrlandalı müzik grubu U2’nun hayranı. Bir röportajında “Bill Clinton’ın yanı sıra U2 üyeleriyle tanışmak hayalim,” demiş.
Hukuk mezunu Bilic, futbolcu olmasaydı matematik veya arkeoloji alanında ilerlemek istermiş. Biyografilerden hoşlanan Bilic grup psikolojisiyle ilgileniyor. 13-14 yaşlarındayken para kazanmak için Split sokaklarında gazete satmış.
Bilic gelecek için “Daha hızlı, bazıları için kaliteli, çoğunluğun üzgün olduğu bir hayat,” öngörüsünde bulunuyor. En sevdiği filmler arasında Charlie Chaplin’in Adolf Hitler ve Nazileri eleştirdiği Büyük Diktatör var. Futbol motivasyonu için Yul Brynner, Eli Wallach, Steve McQueen’li Muhteşem Yedili’den ilham alıyor.
“Kendisini Hz. İsa’ya bağlı bir Hırvat vatanseveri,” olarak niteleyen Bilic, 1998 Dünya Kupası’nda Almanya maçı öncesi teknik direktörü Miroslav Blazevic’in yaptığı konuşmayı, hayatında duyduğu en iyi konuşma olarak niteliyor: “Bugün ülkenize olan borçlarınızı ödeme günü. Gerekirse sahada ölün.”
Bilic, Hırvatistan’a çok bağlı olmasına rağmen doğruları söylemekten çekinmeyen birisi. Euro 2012’de Hırvat taraftarların İtalya’nın siyah oyuncusu Mario Balotelli’ye muz atmasına en sert tepkiyi o vermişti: “Modern açık görüşlü bir ülkede yaşayan bir Hırvat, bir baba ve bir sporcu olarak bu insanlardan utanıyorum. Bu insanların futboldan uzaklaştırılması için ne gerekiyorsa, yapmalıyız.”
“Futbol sizin için ne anlama geliyor?” şeklindeki bir soruya “Futbol hayat demek,” yanıtını veren Bilic, kadın hayranlarının fazla olmasıyla ilgili ise şu yorumu yapıyor: “Kadınlara saygısızlık etmek istemem, ama hayatta futboldan daha güzel bir şey yok.”
Bilic’in futbol felsefesinin temelinde takım ruhu yatıyor. Oyuncularının bir baba figürü gibi gördüğü Bilic, “Odalarına çekilip konsol oyunları oynayan, birbirinden bağımsız hareket eden bir grubun başarı şansı yok,” diyerek oyuncularının arkadaşlığı ön plana çıkarmasını istiyor. Sistemin ve formasyonların önemini bilse de sahada kaosun veya anarşinin iyi sonuçlar doğurabileceğine inanıyor. Yine de “Sisteme bağlı olmayan bir doğaçlama oyunun yaratacağı sonuçlar süreklilik getirmez,” görüşünde.