26 Mart 1987‘de hayatımıza giren Nike Air ayakkabılar, o günden bugüne gelişimini sürdürerek bir efsane haline dönüştü. Nike tasarımcısı Tinker Hatfield, hava tabanının yaşattığı rahatlık hissini tasarıma yansıtarak hava tabanının dışarıdan görüldüğü ilk Air Max ayakkabıya imza attığında, spor ayakkabı tarihinin vazgeçilmez serilerinden birine de imza atmış oldu. Hatfield’ın masasında şekillenen görünür Air hava tabanının öyküsü 1985’te Nike ekibine katılan David Forland ile başladı.
Nike’ın Cushioning Innovation yöneticisi David Forland’ın görünür hava tabanı fikrine odaklanarak tasarladığı kapsüllü hava prototipi, Nike Air Max 1’de kullanıldı. Ayağın altında güçlü bir yastıklama hissi yaratmak için tabana daha fazla hava enjekte edilmesi, Air Max ayakkabıların havada yürüyormuş hissi vermesini sağladı. Hava yastıklamasının güçlendiği Air Max 90, tasarım özellikleri ve renk seçenekleriyle döneme imza atmayı başarmıştı.
Air Max 1‘in yarattığı etki ile 1987 ile 1993 yılları arasında tabana daha fazla hava enjekte edilen modeller geliştirilmeye devam etti. Air Max ayakkabılarda zaman içinde deforme olan köpük tabanlar yerine özelliklerini kaybetmeyen hava tabanları ön plana çıktı. Forland çalışmaları sırasında Air tabanın hacmini artırmak için dış tabanla hava tabanı arasındaki köpük katmanını ortadan kaldırarak 180 derece görünür Air tabana sahip ilk ayakkabı olan Air Max 180‘in temellerini attı.
Air Max 1, Air Max 90 ve Air Max 180 modellerinin ön kısmında Air taban bulunuyordu ancak kapsüllü tasarım sebebiyle dışarıdan görünmüyordu. İşte tam bu dönemde şişirme kalıp denen yeni bir Air taban geliştirildi ve bu taban ilk kez Air Max 93‘te kullanıldı.
İnovasyondan tam anlamıyla yararlanan ve 2 ayrı şişirme kalıplı Air tabandan oluşan Air Max 95, ayağın ön kısmında görünür havanın hayata geçirildiği ilk model oldu.
1997’ye geldiğimizde tek parça Air tabanın şifresi çözüldü. Pek çok prototipin ardından doğan Air Max 97, evrimin önemli adımlarından biriydi.
Tek parça Air tabanın ardından Nike, farklı Air hava tabanlarının geliştirilmesine odaklanarak 1999’da satışa çıkan Air Max Plus modelinde Tuned Air hava tabanına imza attı.
2006 yılında piyasaya çıkan Air Max 360 modeli, tarihinin ilk köpüksüz Air Max ayakkabısıydı. Forland ve ekibi 1987’den beri amaçladıkları en önemli hedeflerden birine ulaşarak köpüğü tasarımdan tamamen çıkararak Caged Air teknolojisini kullandılar.
Geliştirilmesi neredeyse 20 yıl süren köpüksüz Air Max, gelişimin sana erdiği anlamına gelmiyordu. Nike ekibi daha esnek ve daha kullanışlı Air tabanı hayallerini geliştirerek evrimin henüz bitmediğini kanıtladılar. Tüplü bir Air taban tasarımıyla esnekliği artırılan Air Max 2015, bu yolculuğun sonu değil sadece önemli adımlarından biri.
26 Mart’ta doğan ve normları değiştiren Air Max’in şerefine her sene kutlanan Air Max Günü‘nde Air’lerini giymeyi ve #airmaxday etiketiyle paylaşmayı sakın unutma;)
