Menu
in

Hiç Kolay Olmadı: Millier Fransa Biletini Aldı

Bu aralar Türk Milli futbol takımı hazırlık maçları yapıyor. Yenilmezlik ünvanını da Avusturya maçı ile 13’e çıkarmış durumda. (Yine Fatih Terim yönetiminde Milli Takım, 22 Aralık 1994’te İtalya’ya 2-1 yenildikten sonra, çıktığı 16 müsabakayı da kaybetmemişti.) Bu çok başarılı ve ciddi bir istatistik. Bu hazırlıkların hepsi tek bir amaç için. Fransa 2016 Avrupa Şampiyonası’nda “cehennem grubu” olarak adlandırılan D Grubu’ndan ilk ikide çıkmak. Grubumuzda kimler mi var? Dünya ve Avrupa Şampiyonu İspanya, tarihinin en parlak jenerasyonu ile turnuvaya gelecek Hırvatistan (ki 2008’in travmalarını halen yaşıyorlar, 119. dakikada attıkları gole, Türkiye’nin 120. dakikada Semih Şentürk’ün attığı golle karşılık vermesi ve penaltı atışlarını kazanarak yarı finale yükselmemiz) ve her yeni turnuvada karşımıza çıkan hayat boyu rakibimiz Çek Cumhuriyeti (Yine 2008 Avrupa Şampiyonası’nda 2-0’dan 3-2 yenerek grup aşamasında elediğimiz Çekler).

Türk milli futbol takımı, her zamanki gibi. Bir zümrüdanka kuşu misali, küllerinden doğuyor. 2008 Avrupa Şampiyonası’ndaki son dakika sürprizlerimize 2016’da kaldığımız yerden devam ediyoruz. Yine son dakikalarda gelen bir golle güçlü İzlanda’yı 1-0 yenerek, Fransa 2016 Avrupa Şampiyonası’na katılmaya hak kazanıyoruz. Peki biz bu serüvene nasıl başlamıştık, hatırlayalım mı…

Milli takım tarihimizin belki de en kabus başlangıcı. İlk üç maçta alınan sadece “1” puan. Reykavik’te 3-0 yenilen milliler, bir maç sonra İstanbul’da öne geçmesine rağmen Çeklere 2-1 yenilmekten kurtulamıyor. Üçüncü maç ise Riga’da, Letonya 90 dakika savunma yapıyor ve aşılamayan Baltık hattı, Milli takımımızın ümitlerini “bir başka bahara mı” diye söndürecek kadar katı. Letonya ile yapılacak ikinci maç bizlere kesinlikle hissettiriyor ki, Letonya bu grupta Türkiye’ye yenilmemek için var.

İlk üç maç 1 puan, sonraki üç maç 7 puan ve son 4 maç 10 puan alan Milli Takımımız, aldığı toplam 18 puanla en iyi üçüncü ünvanını alarak Fransa 2016 biletini aldı. Peki bu ne demek?

  • İlk olarak zor dönemlerden geçen ülkemizi ilaç gibi bir yaz ayı bekliyor. Bir sürü güzel maç ve Milli takımımızın da olacağı büyük bir turnuva daha.
  • 2008’i unutamamış büyük Avrupa takımları Türkiye ile oynayacakları her maça tedirgin çıkacaklar, çünkü Türk Milli takımı tarihinin en genç ve dinamik kadrosu ile turnuvaya katılıyor. Birçok ilk on bir oyuncumuzun yaşları 21 ya da 22.
  • Bu da demek oluyor ki, 2018 Dünya ve 2020 Avrupa Şampiyonaları için oluşturulacak Milli takımın iskeleti aslında Fransa 2016’ya gidiyor ve bu oyuncular yıllarca birlikte oynamaya devam edecek, çünkü aralarında emeklilik yaşı gelecek sadece bir ya da iki oyuncu var.
  • Milli takımlar teknik direktörü Fatih Terim, maça göre hazırlanan bir isim olması dolayısı ile ağır ama sağlam adımlarla, oyuncularını “cehennem grubu”na günbegün hazırlıyor.
  • Takımda derinlik üst düzeyde. Sakatlıklar yaşansa da, her pozisyona birden çok nokta vuruşu isimler entegre ediliyor ve en önemlisi de hepsine şans verilerek, bu zor turnuvaya hazır olup olmadıkları test ediliyor.
  • Milli takım oyuncuları genç olmalarına rağmen, ciddi Avrupa deneyimleri dolayısı ile Fransa 2016 grup aşamalarında yaşanacak psikolojik savaşı kaldıracak durumdalar. Başta Arda Turan ve Hakan Çalhanoğlu gibi her sene La Liga ve Bundesliga’da başarılı performanslar sergileyen iki isim; ve bu iki lider ismin altında oluşan takım grupta karşılaşacakları takımlara “maç 90 dakika” mesajını veriyor.

Haydi Çocuklar, Haydi Türkiye!

Yorum Yazın

Exit mobile version