Her gün farklı örneklerine dünyanın birçok ülkesinde rastladığımız ama önüne geçemediğimiz bir olay fanatizm. Maalesef kötü sözün ve kavganın eksik olmadığı futbol sahaları artık daha büyük suçların mabetlerine dönüşmeye başladı. Önüne geçmek için alınan önlemler de ne kadar uğraşılsa da yetmiyor gibi.
Her hafta bir ülkeden tribünlerde cinayet, taraftar-futbolcu ya da taraftarlar-arası ırkçılık ve kamu düzenini bozan deplasman taraftarlarının sınır dışı edilme hikayelerini duyuyoruz. Biter mi peki? Yakın zamanda bitecek gibi durmuyor ama her yıl önlemler daha da arttırılıyor. Yurt dışında ve ülkemizde birçok örneğini verebileceğimiz bu sosyal fenomenle ilgili olarak durdurmanın yolları nelerdir, kısaca burada bunları da irdeleyelim.
- Medyanın Dili: Medyaya bu konuda düşen görev büyük, bu anlamda attığı başlıklar ve kullandığı dilde çok hassas, oynayacak iki takım ya da bu konudan dolaylı etkilenebilecek takım taraftarlarını galeyana getirmeyecek bir sorumlulukla yaklaşılmalıdır. Ciddi gazetelerde bu dil sağlanabilirken, tabloit gazetelerin spor karşılaşmalarına dair takındığı tutum endişe vericidir.
- Takım Yöneticileri: Takım yöneticilerinin, sağduyulu bir şekilde kendi takım taraftarlarını provoke etmeyecek basın ve medya açıklamalarına imza atması gereklidir.
- Aile Fertleri: Fanatizm, bir taraftarda çocuk yaşta ortaya çıktığı için, ona rol modeli olacak baba, abi, amca, dayı gibi kişilerin, kendisinin de tuttuğu takım ya da sevdiği spora yaklaşımında sportmenlik ve fair-play’ı ön plana çıkaran konuşmalar yapması, yeni yetme taraftarı olumlu yönde etkileyecektir.
- Doğru Rol Modeli: Geçmiş dönemde sportmenlik tarihine imza atmış kişilerin videolarının, ropörtajlarının, yaşam biçimlerinin ya da kitaplaşmış biyografilerinin, genç kuşaklara seyrettirilmesi ya da okutulması çok önemlidir. Bu bağlamda oyuncu, hırçınlığını, agresifliğini ve eğer var ise kötü huylarını dizginler ve daha etik ve sportmen bir oyuncu olmak için çalışır.
Fanatizm sosyolojide bir sevgi eylemi olarak gözükse de, holiganizm aşırı fanatizmin yarattığı saldırganlık boyutudur. Bu boyut, günümüzde Latin Amerika’dan Avrupa’ya, Kuzey Afrika’dan Asya’ya kadar gün geçtikçe daha ciddi seviyelere gelmekte ve önüne geçilememektedir. Çözüm, yaşanan her aşırı-fanatizm ve ya da holiganlık olayında devletin de büyük kitlelerin olumsuz etkilenmemesi için, bir dizi ön önlem alarak, maçların daha sağlıklı, fair-play içerisinde oynanmasını sağlamaktır. Tribüne ceza verme, seyircisiz oynama ya da derbi maçları için sadece birkaç yıl öncesine kadar alınan sadece ev sahibi taraftarı maça gider türü kararlar, belki de fanatizmi kökten bitirecek kararlardır ama çözüme okul öncesi ve ilkokul yıllarında okul, ebeveynler tarafından verilecek eğitim ve yapılacak doğru yönlendirmeler sayesinde ulaşılabilir.
Aşırı Fanatizm’in olmadığı bir Türkiye’de yaşamak dileği ile….