in ,

Efsane Sporcular: Muhammad Ali

”Kelebek gibi uçarım. Arı gibi sokarım”

Efsane Sporcularda Tüm zamanların en iyi boksörü olarak gösterilen, 3 kez dünya ağır siklet boks şampiyonluğuna ulaşan ilk isim, yaşayan efsane Muhammad ALİ. Ayaklarının çabukluğu ile adeta ringte dans eden ve dövüş sırasındaki rakibine söylediği sözler ile rakibini deliye döndüren biri idi o. İddalı demeçleri, Vietnam savaşı karşısındaki duruşu, 1960 Roma olimpiyatlarında kazanmış olduğu altın madalyayı Amerikadaki ırkçılığı protesto etmek için nehre atması efsanenin hem siyasal hemde toplumsal olaylara karşı duyarlı bir karakter olduğunu bizlere gösteriyor.

Cassius Marcellus Clay 1942 yılının Ocak ayında, Amerikanın Kentucky Eyaletinin Louisville şehrinde dünyaya geldi. 12 yaşında boks ile tanıştı. Cassius Clay yetenekleri sayesinde kısa zamanda  National AUU ve Altın Eldiven Şampiyonası amatör kayıtlarına girdi. 1960 yılında Roma’da ağır hafif siklette altın madalya kazandı ve profesyonel lige döndü.

25 Ağustos 1960 tarihinde açılışı yapılan, ülkemizinde güreşte kazanmış olduğu 7 madalya ile madalya sıralamasında altıncı sırada yer aldığı, 1960 Roma Yaz Olimpiyatları‘na Cassius Clay damgasını vurmuştu ve altın madalya sahibi olarak kürsüye çıkmıştı.

1960 Roma Olimpiyat Oyunları ününün giderek artmaya başlamasını sağladı. Herkes onun hakkında konuşuyor, tüm spor dergileri onunla röportaj yapabilmek  için can atıyorlardı. 1964 yılında Dünya Ağır Siklet Boks Şampiyonluğu için, Sonny Linston ile kapışmasından önce, 1960 Roma Olimpiyatlarından sonra çıkmış olduğu 19 karşılaşmadan da galip ayrılmıştır.

25 Şubat 1964 tarihinde Dünya Ağır Siklet boks şampiyonluğu için Sonny Linston ile ilk kapışmasında henüz 22 yaşında idi. Miami Beach’teki kapışmayı 7 raund sonunda Cassius Clay kazanmış ve ilk kez Dünya Ağır Siklet Boks Şampiyonluğuna ulaşarak, şampiyonluk kemerini takmıştır.Bu zaferden sonra İslam’a geçtiğini ve adının Muhammad Ali olduğunu tüm dünyaya duyurdu. Bir anda alınmış bir karar değildi elbette bu durum. Olimpiyat madalyasını aldıktan sonra bir lokantaya sırf ten rengi yüzünden alınmayışı ve bu duruma tepkisini olimpiyat madalyasını nehire atmasıyla göstermesi ile o dönemlerde Malcolm X ile tanışması, Muhammad Ali‘nin İslamiyete yakınlaşmasını sağlayan olaylar ve kişilerdi. 1964’ten 1967 yılına kadar , Zora Folley karşılaşmasıda dahil olmak üzere, ringe çıkmış olduğu toplam 9 müsabakayı da kazandı.

Muhammad Ali 1967 yılında boks kariyerini bitme noktasına getiren bir olay ile karşı karşıya geldi. Vietnam Savaşı‘na tepki olarak sergilemiş olduğu duruşu,onu çok sevdiği boks’tan uzaklaştırılmasına, onun profesyonel lisansının ve pasaportunun alınmasına yol açmıştı. Ali ”Vietnamlılar bana hiçbir kötülük yapmadılar ki onlarla savaşayım.” cümlesi ile Vietnam savaşına katılmak istememesi yüzünden 5 yıl hapis 10 bin dolar para cezasına çarptırıldı. Birçok  insan ve gazete tarafından ”vatan haini” ilan edildi. Profesyonel bokstan uzak kaldığı 1967-1970 yılları içerisinde Ali bir çok üniversitede İslamiyet hakkında konferans verdi. Ciddi bir maddi sıkıntı içine girdi ve iflas ettiğini açıkladı.Ailesinin yardımı ve üniversitelerde yapmış olduğu konuşmalar ile geçimini sağlayabildi.

Yaşanan bu dönem sonucunda 1970 yılında temyiz davasını kazanıp boksa geri döndü.8 Mart 1971 ”The Fight of Century” öncesi sadece 2 müsabakaya çıkmış onlardanda galip ayrılmıştı. Fakat uzmanlar tarafından tartışılan sadece 2 maç, asrın maçı olarak gösterilen  Dünya Ağrısiklet Boks Şampiyonluk maçı ”The Fight of Century” hazırlığı için yeterlimiydi? Joe Frazier ile 8 Mart 1971 tarihinde New York’ta karşılaştı.

15 raund süren kapışma sonunda karar oy birliği ile Joe Frazier olarak sonuçlandı ve Muhammad Ali profesyonel boks kariyerinde ilk kez mağlup oldu. Karşılaşma sonrası hakemler tarafından verilmiş bu karar birçok kişi tarafından eleştirildi. Bu maçla birlikte Ali-Frazier arasındaki hem ringte hemde dışarda söz düellosu haline dönüşecek rekabet tohumları atılmış oldu.

Ali kariyeri boyunca ringte adeta rakiplerini deli eden sözleri ile hafızalarda yer edinmiş bir boksördü. Ayaklarının hızı kadar çeneside ringte aynı hızla işleyen bir boksördü. Bundan en çok zarar gören kuşkusuz Joe Frazier olmuştu. Hem basın karşısında vermiş olduğu demeçler ile hemde maç öncesi röportajlarında Joe Frazier’ı adeta yerin dibine sokmuştu. Ali Frazier’a ”Çirkin Goril” lakabını dahi takmıştı. Fraizer Ali‘nin gerek hareketlerine gerekse laf sokmaları karşında sessiz kalamamış, o da basına verdiği demeçte Ali için ”O korkak Vietnam’a savaşmaya bile gelmedi ondan değil boksör izleyici bile olmaz ” diye bahsederek rekabetin dozunu arttırmıştı.

Ali bu karşılaşma sonrasında Jimmy Ellis ile boş olan NABF (Kuzey Amerika Boks Federasyonu) Ağır Siklet boks şampiyonluğu için kapıştı ve 12 raund sonunda teknik nakavt ile şampiyonluğa ulaştı. 1973 yılı 31 Mart tarihindeki Ken Norton ile kapışmasına kadar çıkmış olduğu 9 müsabakadan da galibiyet ile ayrıldı ve ünvanını (NABF) korudu.

31 Mart 1973 tarihinde San Diego’da Ali, Ken Norton ile kapıştı. 12 raundsonunda hakemlerin kararı ile karşılaşmayı Ken Norton kazandı. Bu mücadele sonunda Ali NBAF Ağır siklet ünvanını kaybetti. 6 ay sonra rövanş ve unvanı yeniden kazanma adına Ken Norton ile tekrar ringe çıkan Ali bu mücadeleden galip ayrıldı ve NBAF Ağır siklet şampiyonluğuna tekrar ulaştı. Bu unvandan ziyade Ali Dünya Ağır Siklet boks şampiyonluğuna tekrar ulşmak istiyordu. Sırasıyla ilk önce Rudi Lubbers’i Endonezya Jakarta’da devirdi. Sonra da Joe Frazier’ı New York’ta 12 raund sonunda devirdi ve Dünya Ağır Siklet Boks Şampiyonluğu için George Foreman‘a meydan okudu.

Muhammad Ali iyi bir tekniğe sahip boksör olması yanında onun en büyük silahı zekası idi. George Foreman ile çıkacak olduğu bu karşılaşmaya taktiklerini ustaca hazırladı. Hem ringte yapacağı işler için hemde dışardaki seyircilerini maça hazırlamak için ince hesaplı bir şekilde çalıştı. Günler öncesinde Kinshasa’ya gelip sokaklarda dolaşıp taraftarlarını selamladı. Sevenlerinin Ali’yi kapışma günü yanlız bırakmayacağını biliyordu. Ringte Foreman’ı indirmek için yumrukları kadar taraftarlarınında desteği çok önemliydi. Bu maç Ali için ”kendisinin daha bitmediğini tüm otoritelere gösterme” maçı idi. Organizatörler tarafından bu maça ”Rumble in the Jungle” ismi takıldı. 25 Eylül tarihinde planlanan bu karşılaşma Foreman’ın sakatlığı yüzünden 1 ay ertelenmek durumunda kalındı. 30 Ekim tarihinde  Mai 20 Stadyumunda iki ünlü boksör ringe çıktı. Bahisçiler tarafından George Foreman 1/8 olarak maçın favarosi olarak gösterildi. 15 raund olarak planlanan bu mücadelede ilk  8 raund boyunca George Foreman’ın üstünlüğü maçı izleyenlerin gözünden kaçmadı. Fakat tüm izleyenlerinde fark ettiği, o güne kadar ki izledikleri Muhammad Ali’nin dövüş stilinden eser yoktu. Ali hızlı ayakları ve seri kroşeleri ile tanınan bir boksördü ama o gün tanınan karakterinden bir iz dahi yoktu. Ali o gün 8 raund boyunca sadece savunma yapan ve gardını düşürmeden Foreman’ın yumrukları adeta karşı koyan bir boksördü. Foreman Ali’yi 8 raund boyunca yumrukları ile adeta hırpalamıştı. 8. raundda Ali Foreman’ın kulağına şunları söyledi :”is that all you got, George?” ve Foremanı deliye döndürdü. Giderek Foremanın yumruklarının yavaşladığını hisseden Ali 8. raundun son saniyelerinde seri 3-4 yumrukla Foremanı yere indirdi ve maçı kazandı. Ali 2. kez Dünya ağır siklet boks şampiyonu olmuştu.

Maç bitiminde gazetecilere Ali tüm zamanların en iyi boksörü olduğunu haykırdı. O her zaman en iyi boksörler ile dövüştü. Boks tarihinin altın çağı olarak gösterilen 70’lerin en iyi boksörleri olan Foreman, Frazier gibi sıkı isimlerle ölümüne maçlar çıkardı. Boks tarihinde otoritelerin, 70’lerin boksörlerini en iyi boksör olarak göstermelerini destekleyen en güzel örnek, yıllar sonra 1994’te, tam 45 yaşında iken George Foremanın Micheal Moorer’ı devirerek en yaşlı Dünya Ağır siklet boks şampiyonluğunu elde etmesiydi.  İşte Ali bu isimleri ringte devirdi. ”The Greatest” lakabını bu yüzden sonuna kadar hak etti.

Muhammad Ali, Joe Frazier ile 1 Ekim 1975 tarihinde ”Thrilla in Manilla‘ya” (Ali-Frazier kapışmasındaki üçüncü dövüş) kadar ünvanını 3 kez daha savundu. Frazier ve Ali 1970’li yıllarda insanları boksa çekmeyi başarabilen önemli karakterlerdi. İnsanlar sadece onları ringlerde değil tv’de talk show programlarında izleyip rekabetlerini dikkatle takip ediyorlardı. Ali katıldığı programlarda Frazier’a ağır hakaret ve sataşmalarda bulunan şakalar yapıyordu. Bu da boks organizatörlerinin iştahını kabartıyordu.

ali

Ali ve Frazier 3. kez Filipinlerin şu anki başkenti olan Manila’da 15 raund sürecek mücadele için ringe çıktılar. Frazier meydan okuyan, Ali ise ünvanı savunan taraftı.Karşılaşmayı Ali 14.raund’da Frazier’ı nakavt ile devirerek kazandı ve ünvanını korudu. Bu Ali- Frazier kapışmasının tarihteki son maçı idi.

Bu maçtan sonra Ali 1978 yılında karşılaşacağı Leon Spinks maçına kadar sırasıyla; Jean-Pierre Coopman, Jimmy Young, Richard Dunn, Ken Norton, Alfredo Evangelista ve  Earnie Shavers’a karşı ünvanını korudu. Las Vegasta Spkins ile 15 raund üzerinden gerçekleşecek mücadeleye çıktı. Spkins’in kariyerinin daha 8 maçında böyle bir mücadeleye çıkması ne kadar iyi bir boksör olduğunu kanıtlar nitelikte idi. 15 raund sonunda karar ile Ali yenildi ve WBA/WBC şampiyonluklarını Leon Spkins’e kaptırırdı. Ali bu maç sonrası için Spkins’ten rövanş istedi. Spkins rövanşı geri çevirmedi. Otoritelerin ”yaşlandı ve boks kariyeri artık bitti” eleştirilerine karşı daha herşeyin bitmediğini göstermek adına 15 Eylül 1978 tarihinde New Orleans’ta Spkins’e ünvan için meydan okuyan taraftı. 15 raund süren mücadele sonucu Ali 3. kez Dünya Ağır siklet boks şampiyonluğuna ulaştı. Ali 1978 yılında profesyonel boks yaşantısına Şampiyon olarak veda etti. 1980 yılında ise doktorlar tarafından parkinson hastalığı teşhisi konuldu. Ali bunu gizleyerek iki müsabakaya daha çıktı ve bunların ikisinden de mağlubiyet ile ayrıldı.

Efsanenin hayatı Hollywood’a da ilham kaynağı oldu. Will Smith tarafından canlandırıldığı 2001 yılında gösterime giren Ali filmi hayranları tarafından beğeni ile izlenildi ve halen izlenilmekte. Hayatı adına bir çok belgesel çekildi. Fakat en dikkat çeken karşılaştığı boksörlerin ağzından Ali‘yi anlatan Facing Ali idi. Bu belgeselde geçtiğimiz günlerde vefat Joe Frazier’dan tutun George Foreman’a kadar, onunla ringe çıkan bir çok ünlü boksörün ağzından Ali anlatıldı.

Muhammad Ali sadece bir sporcu değildi. Toplumsal olaylara kayıtsız kalamayan bir insandı. Vietnam savaşındaki dik duruşu, siyah vatandaşların haklarını savunucusu olması toplumsal olaylara duyarlı olduğunun bir kaç örneğiydi sadece. O siyah vatandaşlar tarafından adeta bir ilahtı. Vietnam savaşı sonrası bokstan uzaklaştırıldı. O pes etmedi, çalıştı. Kaybettiği dünya şampiyonluklarını tam 3 kez geri kazandı. Ringteki inatçı karakteri, talk show programlarında ve maç öncesi basın toplantılarındaki rakiplerine söylediği iğneleyici laflar ile o dönemde yaşamış tüm insanların dikkatini çekti. O zamanının en iyisi idi.

Euro 2012 Resmi Topu Tango 12

Günlük Diyetinizde Süt Ürünleri