Koşuyla ilgili kafama taktığım 372 konudan biri, belki de en büyüğü: Bir düzene ihtiyacım var. Sakatlıktan, yoğunluktan, kanepenin beni üzerinde yatmaya çağırmasıyla veya yeni pişmiş dolmanın kokusuyla alıştığım düzen bozulduğunda, anlaşılmaz kelimeler ediyorum.
Bir hedef, bir yarış veya kilometre yapmak için bir rotaya ihtiyacım olduğu için değil, sadece haftanın hangi günü ve saatinde koşacağımı bildiğimde daha iyi hissediyorum. Haftalık döngü tıkandığında, doğaçlama yolunu kullanmada pek etkili olamıyorum. Sıkışık bir programa koşuyu sıkıştırmada iyi değilim.
Şimdi ise zihinsel (ve fiziksel de) olarak daha esnek olmam konusunda çalışmam gerektiğini biliyorum. Aralık’taki bir maratona hazırlanan dostum Ali, şimdiye kadar gördüğüm en iyisi. İş yeri, evi veya bedeni ne durumda olursa olsun, 8 veya 14 veya 24 kilometrelik koşusunu gerçekleştirmenin bir yolunu buluyor.
Fakat mükemmel olmasa bile aynı zamanda bir program bulmaya ihtiyacım olduğunu da biliyorum.
Şu anda çocuklarımı okula götürmeden önce onları beklerken her gün kendime ayırabileceğim bir zamanım var. Çoğunlukla 25 dakika civarında bir zaman için iş öncesi kendime vakit ayırabiliyorum fakat bu hafta yeni bir tempo ve düzene ihtiyacım vardı. Aperatif koşulara ihtiyacım vardı.
Aperatiflere yabancı değilim, ister mesafe, isterse efor olarak her koşunun bir etki içermek zorunda olduğunu bilirdim. Ancak işler yolunda gitmediği zaman, daha büyük koşuları yapabilene kadar aperatif koşuların beni ayakta tutacağını kabul etmeye ihtiyacım var.
Bu hafta birkaç gün şöyle yaptım. Gün ağarmadan önce 20 dakikalığına çıktım. Kısa, yavaş ve uyuşuk bir şekilde başlayıp, canlı şekilde sonlandırdım.
Ya kendime gelmem için koşunun yarısını feda etseydim? Ya koşu için mükemmel bir hava olmasaydı? Ya hedeflerimi ilerletmem için yeterince koşamasaydım?
Son birkaç haftada, koşuya dair takip ettiğim insanlar 32 kilometrelik koşularını paylaşır oldular ve ben tam da sonbahar yarış sezonunun göbeğinde, 20 dakikalık koşu yapabilmek için geçici olarak mücadele ediyorum.
Bu şimdilik sorun değil. Çünkü aperatifler için ne derler bilir misiniz? Sadece sizi daha çok acıktırırlar 🙂