in

Bir “Milli Atlet” Profili: Polat Arıkan

Paul Kipkosgei Kemboi, 12 Aralık 1990’da Cheptiret’te dünyaya geldi. Kemboi “sabaha karşı doğan” demekti. Türkiye’de futbol neyse Kenya’da da atletizm oydu ve Kemboi hayallerini gerçekleştimek için atletizme başladı. Bağlı olduğu Kalenjin kabilesinden Wilson Kipketer, Moses Tanui, Bernard Lagat, Moses Kiptanui ve Paul Tergat gibi efsaneler yetişmişti. Birçok başarılı atletin arasında pek etkileyici dereceler yapamayan Kemboi’nin hayatı 19 yaşındayken değişti. Kenya’nın ünlü atletlerinin yetiştiği Rift Vadisi’nde yetenek arayan eski Atletizm Federasyonu üyesi Önder Özbilen, Kemboi’deki ışığı görüp onu Türkiye’ye getirdi.

SOYADI NEDEN “ARIKAN” OLDU?

Genç sporcuyu bir Türk ismi gerekiyordu. İsim “Pol” telaffuzlu Paul’den Polat’a geçerken, Arıkan soyadının hikayesi bir hayli ilginçti. Özbilen, Boğaziçi Üniversitesi’nden çok yakın bir arkadaşının soyadını önerdi. Kemboi de Özbilen’in arkadaşını tanıdığı ve hoşlandığı için bu öneriyi kabul etti (Arıkan soyadının milliyetçilikle bir alakası yok!) Kemboi o günleri şöyle anlatıyor.

“Düşününce acayip bir hikaye. Atletizme tutkuyla bağlı bir Türk geliyor ve seni Kenya’da buluyor. Avrupa’da şampiyon olup, madalyalar kazanıyorsun. Belki çok klasik olacak ama rüyalarım gerçek oldu. Vatandaşlığa geçme kararım çok zor değildi. İnsanların davranışlarından ailem de ben de memnun kaldık. Eğer ailem karşı çıksaydı, kabul etmezdim ama onlar da bana hep destek oldu.”

“HERŞEY PARA DEĞİL BURASI BENİM ÜLKEM”

2012’de Helsinki’de 10 bin metrede Avrupa şampiyonu olan Kemboi 4 yıl sonra bir kez daha podyumun zirvesinde yer alırken devşirme tartışması yeniden alevlendi. Onun bu konuya yanıtını dinlemekte fayda olabilir:

“Elbette spor bana hayatımı kazandırıyor, ama hepsi bu değil. Paraya göre davranırsan, saygını kaybedersin. Para için başka ülkelere giden arkadaşlarımızın durumu ortada. Bu başarının sırrı arkadaşlıkta. Beni başarılı olmaya teşvik eden, cesaretlendiren bir yapı var. Herkes sıcakkanlı ve işlerini çok iyi yapıyorlar. Birkaç yıl önce averajın üstünde bir sporcuydum, kendimi çok geliştirdim. Bunların hepsi Türkiye’nin sayesinde. O yüzden buraya “Ülkem” demekte bir sakınca görmüyorum. “

“KENYALILAR BU KEMBOI KİMDİ DİYE SORUYORDU!”

Elvan Abeylegesse’yi keşfeden adam olarak bilinen Özbilen de Polat ve diğerlerini Türk olarak görülmesini ve başarılardan gurur duyulmasından yana. Onları “Yurtdışı doğumlu Türk sporcuları” diye tanımlıyor. Özbilen’e göre Milli Takım’da yarışan Yurtdışı doğumlu sporcuların hiçbiri Türk olmak için bir maddi karşılık kesinlikle almıyor, bu sporcular Türkiye doğumlu hiçbir sporcudan fazla bir imkan ve ayrıcalığa sahip değil. Özbilen Polat Arıkan’ı keşfetmesi dahil süreci şöyle değerlendiriyor:

“Biz Kenyalıların gelecek vaat eden sporcularını, hatta Kenyalıların umutlarının olmadığı sporcuları bulmaya çalışıyoruz. Burada ciddi bir takip sistemi ve bir çalışma var. Bu yetenekleri işlemeye çalışan onları Türkiye’ye adapte etmeye kafa yoran bir sistem bu. Ortada ‘bas parayı, en iyi atleti al’ durumu yok! Kenyalılar zamanında “Bu Paul Kemboi kim?” diyorlardı şimdi geldiği nokta ortada. Türk atletler zaten orta ve uzun mesafelerde barajı geçemiyor. B barajını geçenler de ilk turda eleniyor. Olimpiyat’a hiç gitmesek, o kategorileri boş geçirsek daha mı iyi?”

İyi Sporcu, Güzel İnsan: Mehmet Topal

Barça: Bir Deplasman Formasından Fazlası