Menu
in

Kasım’da Koşmak Başkadır Dedirten 4 Muazzam Koşu Parkuru

Bu aralar hafta sonlarını doğada geçirip, sonbaharın rengarenk doğasını sosyal medyada paylaşanları fark etmişsinizdir. Hatta belki onlardan biri siz bile olabilirsiniz. Bugünler sonbaharın tadının ve görsel şöleninin keyfine varmak için harika bir zaman. Yere dökülen ve ağaçlarda tek tük kalmış son yaprak parçalarında sarının, turuncunun, kırmızının ve kahverenginin her tonunu görmek mümkün. Hele de farklı türden ağaçların bir arada yaşadığı bir ormandaysanız, doğa ananın size sunduğu bu renklere aşık olmamanız işten bile değil. Şimdi, bu güzel manzara içinde koştuğunuzu hayal edin. Üzerinizde koşu taytı ve hafif bir koşu ceketi giydiğinizi ve yaprakların hışırtısı eşliğinde koştuğunuzu düşünün… Muazzam değil mi? Üstelik İstanbul’un yakınlarında oturuyorsanız, bu güzel havalarda sonbaharın tadını çıkarabileceğiniz öyle çok koşu parkuru var ki! Şimdi arkanıza yaslanın ve büyülenmeye hazır olun!

Polonezköy

Atın suyunuzu sırt çantanıza ve başlayın koşmaya. Bu aralar gittiğinizde sizi kurumuş, rengarenk yaprakların kapladığı bir yol karşılayacak. Mümkünse biraz erken saatlerde, henüz kimsecikler gelmemişken gitmeli ve yerdeki kuru yapraklara basan ilk kişi olmalısınız. İşte o zaman sonbahardan koşmanın ne demek olduğunu daha iyi anlayacaksınız. A yok ben tek başıma koşamam diyenlerdenseniz, İstanbullu Koşu kulüpleri ile tanışma vaktiniz gelmiş de geçiyor bile!

Belgrad Ormanı

İstanbul’un en iyi koşu parkurları neresi deseler birçok koşuseverin cevabı kesinlikle Belgrad Ormanı olurdu. Üzerine koşu ayakkabısı ve koşu kıyafeti geçiren herkesin soluğu burada almasının tabii ki bir sebebi hatta 2 sebebi var. İlki şehre çok yakın oluşu, ikincisi muhteşem bir göl çevresinde koşma deneyimi sunması. dönüş yolunda çok trafiğin olması sebebiyle günün erken saatlerinde gelip, erken saatlerinde ayrılmanızı tavsiye ederiz. böyle bir güzelliği bulmuşken birkaç sonbahar fotoğrafı çekip, sosyal medyada paylaşmayı da unutmayın.

Atatürk Arboretumu

1949 yılında dünyanın 7 kıtasından getirtilen bitki ve ağaçların 7 ayrı parselde sergilendiği, ülkemizin ilk Açıkhava bitki müzesi olan Atatürk Arboretumu mutlaka görmeniz gereken bir yer. 2000 civarı bitki türüyle herhangi bir ormanın verebileceği görsel zevkin katbe katını burada bulabilirsiniz. Buraya Hafta sonu 15 TL, hafta içi 5 TL vererek, İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesine ait bu arboretumda saatlerce koşabilir, ciğerlerinizin oksijene doymasını sağlayabilirsiniz. Koşu sonrası bir ağacın altında uyku molası bile verebilirsiniz.

Abant Yedigöller

Sadece koşmak için biraz uzak bir rota kabul ama oraya gittiğinizde zaten bir buranın bir koşudan daha fazlası olduğunu göreceksiniz. Buranın diğer koşu parkuru alternatiflerinden farkı ortasında kocaman bir gölün bulunması. Belgrad ormanında da var ama buradakinin çok daha büyük ve çok daha etkileyici olduğu kesin. Ağaçların göl üzerinde bıraktığı yansımayı kolay kolay unutamayacaksınız.

Doğaya, yeşile, rengarenk doğaya doymak için önünüzde birkaç alternatif var. İhtiyacınız olansa bu havalara uygun kıyafet seçimiyle koşu yahut yürüyüş deneyiminizi maksimuma çıkarmak. Bu havada nasıl giyineceğinizi Mevsimlere Göre Spor kıyafet Alma Rehberi yazımızdan öğrenebilirsiniz.

Yorum Yazın

Exit mobile version