Spora başlamamak için ürettiğiniz bahaneleri bir kenara bırakabilirsiniz. Zaten negatif şeylere yönelmeyin, pozitif tarafından bakın. Mesela koşuya başlamak için bahaneler üretin. Evde oturup bir dizinin 5 bölümünü arka arkaya izlemek yerine, üç bölüm izleyin mesela. Yabancı dizi izliyorsanız 2 bölüm toplamda 80 dakika ediyor. Eğer yerli dizi izliyorsanız zaten oturup 5 bölüm izleyecek vaktiniz yok. Zaten biz de koşudan bahsediyorduk.
1- “Oram, buram ağrıyor’a” son
Diyaloglar artık birbirini tekrar etmeye başladı. Ofiste, evde, kafelerde, caddelerde herkes aynı şeyi söylüyor. “Masabaşında oturmaktan artık omuriliğim iç içe geçti.” Ne kadar sıkıcı bir cümle artık. Bunun yerine “Sabah koşarken muazzam bir manzara ile karşılaştım, fakat tempom o kadar iyiydi ki durup da fotoğrafını çekemedim, kendime sakladım.” demek çok daha karizmatik değil mi? Fark yaratan olmak için, kendi hikayenizin kahramanı olmak için koşabilirsiniz. Böylece masabaşında oturmaktan oranız buranız da ağrımaktan vazgeçer.
2- Ne stresmiş
Gün içinde o kadar çok strese yaşıyorsunuz ki eve gidince nereye yatacağınızı bilemiyorsunuz. Canınız hep sıkılmaya hazır portakal gibi değil mi? Değil. Çıkıp oksijeni bol havada birkaç dakika koşmak bile tüm dertlerinizi alıp götürecek. Koşmak için ihtiyacınız olan çok fazla bir şey yok. Bir spor salonuna üye olmak, kendinizi rahat hissetmediğiniz yerlerde bulunmak zorunda değilsiniz. Koşmak için iyi bir ayakkabı, sizi koruyacak kıyafetler ve sokaklar yeterli. Stresin “S”si bile hayatınızda kendine yer bulamayacak.
3- Zihni çalıştırmak
Sonuçta insansınız sürekli bir şeyler düşünüyorsunuz. Bu düşüncelerle boğuşmak da insanın erkenden uykusunu getiriyor. Fakat koşunun zihninizi dinlendirmek konusunda oldukça üstün yetenekleri var. Tüm düşüncelerinizden bir anda kurtulmanızı sağlayacak ve fikir dosyalama konusunda yepyeni bir çağ yaşamanızı sağlayacak. Sizi yoran bütün düşüncelerden hızlıca uzaklaşacaksınız. Nike koşusuna katılan Kerem Bürsin de “Neden koşuyorsunuz?” sorusuna “Zihnimi boşaltmak için.” diye cevap veriyor. Kısaca bunun geçerliliği kanıtlandı. Koşarsanız kafanız çiçek gibi temizleniyor.
4- Dün akşam ne yediğinizi hatırlıyor musunuz?
Bu soruya çok net bir şekilde ve gönül rahatlılığıyla cevap verebiliyorsanız size güzel bir haberimiz var. Sık aralıklarla koşu yapmak, unutkanlığın önüne geçiyor ve zihninizin konsantre gücünü artırıyor. Yani bol bol koşarsanız ne yediğinizi hatırlayıp daha fazla koşmak için gerekli motivasyonu sağlayabilirsiniz. Ne kadar da sağlıklı bir döngü!
5- Daha çok abur cubur yiyebilmek için
Arada tatlıyı fazla kaçırıp gece uyuyamıyor musunuz? Gece kalkıp makarna haşladığınız için pişmanlıktan gözleriniz mi doluyor? Bütün bunlara veda edebilirsiniz. Yiyecek konusunda herkes yaramazlık yapar. Fakat bu yaramazlığı yapanların bir kısmı acı çeker: Spor yapmayanlar. Aktif bir yaşama geçtiğiniz zaman yediklerinizden elbette pişman olabilirsiniz ama kendinize tanıyacak krediniz olur. Düzenli koşu da kalori yakma konusunda oldukça etkili olduğu için arada bir gönül rahatlığı ile kaçamaklar yapabilirsiniz.
6- Güçlenen kemikler
Özellikle kas kuvvetlendirmek için yapılan egzersizler kısa sürede sonuç almanızı sağlıyor ve tüm vücudunuzun kapasitesini artırmanıza yardımcı oluyor. Koşu da bu egzersizlerden biri. Üstelik düzenli koşu yapanlarda kas gücünün yanı sıra kemiklerin de güçlendiği gözlenmiş. Koşu, diğer kas geliştirme egzersizlerinin “unuttuğu” kas bölgelerini çalıştırıyor ve kemiklerinizin gençleşmesini sağlıyor. E daha ne olsun?
7- Modifiye edilebilir
Koşu, diğer sporlara göre birçok farklı şekle sokabileceğiniz bir spor. Bir kere her gün farklı bir yerde koşabilme fırsatınız var. Hep aynı şeyleri yapmaktan sıkılan bir yapınız varsa derin bir nefes alabilirsiniz çünkü koşu her gün aynı şeyi yapma konusundaki tüm sınırları ortadan kaldırıyor. Ayrıca her koşu maceranıza bir koşu kulaklığı ile müzik ekleyebilirsiniz. Her mekana ayrı liste… Böyle kulağa çok güzel geliyor değil mi? Siz bir de yapınca görün.
8- Yaşlanma karşıtı en net formül
Henüz ölümsüzlüğün iksiri bulunmadı ama yaşlılığı geciktiren formül tam da önünüzde duruyor. Evet, koşmak! Haftada 3-4 gün kısa süreli koşuların yaşlanmanızı önlediği ve size daha uzun bir yaşam vadettiği söyleniyor. Üstelik yaşınızı problem ediyorsanız ekleyelim, farklı yaş grupları için farklı koşu dereceleri ve sıklıkları mevcut. Yani bahaneye yer olmasa da, koşuya bolca yer var. Tadından yiyemeyeceksiniz.
9- Yeni rota, yeni arkadaşlar
Koşunun en keyifli yanlarından biri de kendinize özel hazırladığınız rotalar. Sizinle aynı rotayı keşfeden birileriyle tanışmak nasıl olurdu? Eğer yeni birileriyle tanışmaya pek sıcak bakmıyorsanız, sizi koşuya motive edecek arkadaşlarınızla buluşun ve rotanızı onlarla yeniden keşfedin. Bu keşiflerin hem size hem de arkadaşlığınıza kattıklarını gördükçe daha da motive olacağınız kesin.
10- Rahat uyku
Uyku problemleriniz mi var? Evet cevabınız yine koşuda saklı. Eğer düzenli koşu alışkanlığı kazanırsanız, vücudunuz bu rutine alışmak için kendini uyku moduna alıyor ve tıpkı koşu rutinlerinize olduğu gibi uyku rutinlerinize de hızlıca adapte oluyor. Ayrıca koşu sonrası uykularınız, vücudunuzun pek de aktif olmadığı günlerdeki uykularınıza oranla daha derin ve verimli oluyor.
11- İlham kaynağı
İnsanların çoğunlukla motor eylemleri esnasında düşündüğünü ve karar aldığını biliyor muydunuz? Koşarken de, üzerinde düşünmek istediğiniz bir konuya odaklanabilir ya da zihninizi tamamen boşaltarak yükselen serotonin seviyenizin keyfini çıkarabilirsiniz. İlham perisinin sık sık yanınıza uğramasını istiyorsanız, hemen size en yakın parkta koşunuza başlayabilirsiniz.