Menu
in

Tenis Dünyasının Kötü Babaları

Hepimiz öğrenci olduk. Uzmanlık yaptığınız bir dalda size yol gösteren danışmanın, öğretim görevlisinin babanız olduğunu düşünün. Bir doktorsunuz ve babanızın sürekli başınızda size hastalara nasıl davranacağınız, ameliyatta nasıl hareket edeceğiniz söylediğini düşünün.

Tenis, sporcunun kişisel alana ihtiyaç duyduğu sporlardan biri. Oyuncunun o gün yemeği üstüne dökmesinin bile maçtaki performansını etkileyebileceği bir durumda yıllardır içli dışlı olduğu babasıyla birlikte çalışmasının çok iyi bir şey olduğunu düşünebilirsiniz.

Serena ve Venus Williams’ın babası Richard kızlarının gelişiminde büyük katkı sahibi. Kızı Marion için doktorluğu arka plana iten ve geliştirdiği değişik antrenman metotlarıyla dikkat çeken Walter Bartoli’nin emekleri sayesinde kızı Wimbledon’da şampiyon oldu. Yuri Sharapov eşini Rusya’da bırakarak kızıyla Amerika’nın yolunu tutan ve burada ne iş bulduysa yaparak Mari Sharapova’nın bugünkü haline gelmesini sağlayan bir baba. Yine de bunlar istisnalar çünkü genel olarak çocukların babalarından en çok çektiği spor bu.

Caroline-Piotr Wozniacki

Caroline Wozniacki’yi hem 1 numaraya taşıyan hem de oradan indiren adam (bkz. manset fotoğrafı). Diğerleri gibi kızını dövmedi, erkek arkadaşlarına karşı çıkmadı ama görev süresinin artık dolduğunu ve bir noktadan sonra Caro’nun tenisine bir şey katamadığını kabul etmek istemedi. Her zaman onun yanında olmak istedi. Bir ressamın eserine imza atması gibi, 1 numaraya çıkarttığı kızının hep etrafında görünmek istedi. Bu hem Caroline’in düşüşüne hem de kendisinin itibar yitirmesine neden oldu.

Jennifer-Stefano Capriati

Üç Grand Slam şampiyonluğu bulunan Jennifer Capriati, daha 13 yaşındayken bir para makinası olarak gören ve kendisine aşırı yüklenen bir babayla mücadele içindeydi. Stefano Capriati, 2000’lerin başında Fed Cup kaptanı efsane Billie Jean King’in oyuncuların kişisel koçlarını antrenmanlara almaması kuralını çiğneyerek antrenmana katılmak istedi. Bu yüzden kızı Fed Cup takımında yer alamadı. Kızının uyuşturucu ile yakalanması ve erken biten tenis kariyerinde –sakatlıklar kadar- onun da etkisi vardı.

Mary-Jim Pearce

Fransız eski dünya 3 numarası ve iki kez Grand Slam şampiyonu Mary Pierce bir keresinde şunu demişti: Bir yenilgi ya da kötü bir antrenmandan sonra babam bana tokat atardı. Kızının maçını izlerken, “Mary o kızı öldür” diye bağıran Jim, 1993’te WTA Tour tarafından turnuvalara giriş yasağı aldı. Mary üzerinde baskıcı etkisi bulunan baba Pearce, bir defasında ise kızının tuttuğu bodyguard’ı dövmeye kalktı.

Jelena-Damir Dokic

Avustralya’daki Balkan kökenli göçmenlerden Damir Dokic, kızı Jelena’nın kariyerinde sayısız olumsuz etkiye sahip. Küçükken Jelena’yı döven, Jelena hakkında “erkek arkadaşı onu kaçırdı” diye asılsız haber çıkartan, bir turnuva sırasında yemeğin fiyatını çok bularak olay çıkartan ve sıkı durun, Belgrad’daki Avustralya Büyükelçiliği’ne el bombasıyla saldırma tehditleri savuran bir baba… Harika bir tenis kariyeri olabilecek Jelena Dokic’in önündeki en büyük engeldi. Avustralyalı tenisçi 2003’te babasının koçluk görevine son verse de Damir’in gölgesi kızının güneşi görmesine hep engel oldu.

Arevane-Arsalan Rezai

İran asıllı Fransız raket Aravane Rezai, babası ve koçu olan Arsalan hakkında taciz, kasıtlı şiddet ve ölüm tehdidi nedeniyle dava açtı. Arevane, babasının kendisini küçükken yağmurda aç-susuz bıraktığını açıklarken gözyaşlarını tutamazken Arsalan metodlarının işe yaradığını kızının iyi bir tenisçi olduğunu savundu. Arsalan Rezai, bir kez Elena Vesnina’nın babasına saldırırken kendi kızını raketle yaraladı.

Bernard-John Tomic

Son örneğimiz erkeklerden. 2012’de Miami’de Bernard Tomic hakemden babası John Tomic’i tribünden atmasını isteyince bu sorunlu sporcudan nefret edenler onunla empati kurmaya başlamıştı: “Başarılı olmak için babamdan kurtulmam lazım ama nasıl bilmiyorum.” Hırvat olan Tomiç, Madrid Masters sırasında oğlunun antrenman partneri Thomas Drouet’e kafa atarak onu hastanelik etti. John Tomiç mahkemeye çıktı ve İspanya’daki ilk suç ihlali olduğundan hapis cezası almadı ancak turnuvalara giriş yasağı aldı. Bu olay sonrası Bernard’ın günlükleri Avustralya basınına düştü ve ortada korkunç bir baskı olduğu ortaya çıktı. Bernard hala hayatında hiç tenis oynamamış babasıyla çalışıyor.

Yorum Yazın

Exit mobile version