in

Vücudunu Tanı, Diyetini Seç

Kilo vermek günümüzde öncelikle kadınların en önemli sorunu. Her geçen gün sayısı artan diyet programları arasından kişiye uygunluğuna bakılmadan birisi seçiliyor ve bire bir uygulanmaya çalışılıyor. Kısa sürede büyük bir gayretle, aç kalarak kilo veriliyor. Ancak uygulanan diyet uzun vadede işe yaramıyor. Diyet bırakılınca, verilen kilolar fazlasıyla geri geliyor. Bu birçok kadının şikayet ettiği ve nedenini çözemediği bir sorun. Diyetin kalıcı olmamasının nedeni, metabolizma hızına uygun bir diyet programının uygulanmıyor olması.

Oysa herkesin metabolizma hızı farklı ve kişiye özel bir diyet programının uygulanması gerekiyor. Bu nedenle de klasik diyetler amacına ulaşmıyor. Bedenimizin aldığı besinleri enerjiye dönüştürme ve bu enerjiyi kalori olarak yakma kapasitesine, yani besinleri yakma hızına “metabolizma hızı” deniyor. Metabolizma, yeterince çalışıyorsa, alınan besinler kolayca enerjiye dönüştürülüyor ve bu enerji eksiksiz olarak yakılıyor. Ancak metabolik hızı genetik olarak yavaş çalışıyorsa ya da hastalık gibi herhangi bir nedenden dolayı yavaşladıysa, besinleri enerjiye ve kaloriye dönüştürme kapasitesi azalıyor. Bunun sonucunda fazla kaloriler yakılamıyor ve kilo artışı kaçınılmaz oluyor.

Metabolizma hızının en önemli belirleyicisi bazal metabolizma hızı. Bazal metabolizma, kişinin uyanık bir şekilde uzanıp dinlenir haldeyken, hiçbir fiziksel aktivite yapmaksızın bir gün içinde vücudunun yaşamını sürdürmesi için gerekli olan temel işlevlerinde harcayabileceği enerji miktarı anlamına geliyor. Bu aynı zamanda, kilo vermek isteyen bir kişinin diyetle ne kadar zayıflayacağını belirleyen en önemli faktör.

Metabolizma hızı parmak izi gibi

Uzmanlar metabolizma hızının, kişinin parmak izi gibi kendisine özel olduğunu belirtiyor. Nasıl ki kimsenin parmak izi bir başkasının parmak izine benzemiyorsa, metabolizma hızı da benzemiyor. Bu nedenle metabolizma hızına göre kişiye özel bir beslenme programı uygulanması gerekiyor. Bunun için de metabolizma hızının ölçülmesi şart. Metabolizma hızını ölçebilmek için 17’nci yüzyıldan beri çeşitli çalışmalar yapılıyor, yöntemler geliştiriliyor. Bugün internet ortamında metabolizma hızını formüllerle ölçen yöntemler kullanılıyor. 21’inci yüzyıl itibariyle dünyada metabolizma hızı gerçek anlamda ölçülebiliyor.

Hız 10 yılda bir azalıyor

Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyabettik Bölümü ve Amerikan Diyetisyenler Derneği’nin yayınlarına göre metabolizma hızını etkileyen pek çok faktör var.

  • Cinsiyet: Erkeklerde kadınlara göre daha fazla kas bulunduğu için genel olarak erkeklerin metabolizma hızı kadınlardan daha fazla.
  • Vücut kompozisyonu: Vücuttaki kas kitlesi ne kadar fazlaysa metabolizma da o kadar hızlı. Aynı boy, kilo ve cinsiyetteki kişilerin kas kütlelerine bağlı olarak metabolizma hızları değişiyor. Bu nedenle de metabolizma hızını ölçmek için kullanılan formüller yetersiz bulunuyor.
  • Yaş: Metabolizma hızı, yetişkinlerde her 10 yılda ortalama yüzde 2-3 oranında azalıyor.
  • Büyüme: Büyüme süresince metabolizma hızı artıyor. Bu dönemde çocuk ve gençlerin ihtiyacı olan enerjinin besinlerle verilmesi gerekiyor.
  • Kilo miktarı: Kilo alma ya da kilo verme metabolizma hızını etkiliyor.
  • Fiziksel aktivite: Fiziksel aktivite metabolizma hızını artırıyor.
  • Uyarıcılar: Kafein ve diğer uyarıcılar metabolizma hızını değiştiriyor. İlaçlar da metabolizma hızını yükseltebiliyor ya da düşürebiliyor.
  • Genetik: Genetik faktörler, bazal metabolizma hızının yüksek ya da düşük olmasına neden oluyor.

Metabolizmanız yavaşsa…

Metabolizma hızının yavaş olması; yavaş nabız, düşük tansiyon, hareket etme isteksizliği, üşüme, cilt kuruluğu ve kabızlık gibi problemlere neden olabiliyor. Metabolizmayı hızlandırmak için öğünlerin atlanmaması gerekiyor. Ara öğün tüketimi de vücudu çalıştırıp metabolizma hızını sürekli yüksek tutuyor. Öğün atlandığı zaman metabolizma çalışmıyor. Ancak bir sonraki öğünde salata gibi hafif bir yiyecek bile yenilse, vücut bunu yağa dönüştürüyor.

Metabolizmayı hızlandıran unsurların yanı sıra, yavaşlamasına neden olan unsurların da bilinmesi gerekiyor. Bazı diyet programları, bir haftada 4-5 kilo verme amacıyla uygulanıyor. Bilimsel kaynaklarda kilo verme hızının vücut ağırlığına göre orantılı olarak haftada ortalama 0,5-1 kilo arasında olması öneriliyor. Bu nedenle diyet yapılarak hızlı bir şekilde fazla kilo verilmesi aşırı su ve kas kaybına neden oluyor.

Vücut kaybettiği suyu hemen geri alıyor, ama kaybedilen kas nedeniyle yavaşlayan metabolizma, diyet bittikten sonra kilo almaya neden oluyor. Metabolizma hızı ölçülmeden yapılan hatalı diyetlerin de bunda etkisi büyük. Kişiye özel olmayan, düşük enerjili diyetler metabolizmanın en büyük düşmanlarından biri. Lahana çorbası, keten tohumu, meyve diyetleri ve meyve suyu diyetleri gibi tek tip beslenmeye dayanan diyetler de metabolizma hızını olumsuz etkiliyor.

Bilinçsiz uygulanan diyetler; diyabet, hipertansiyon, kalp hastalıkları gibi kronik hastalıklar ve yetersiz beslenme nedeniyle bazı kanser türlerine yakalanmaya neden olabiliyor. Kişinin metabolizma hızının ölçülmesi ve günlük ihtiyacı olan kalori miktarına göre kişiye özel diyet programının uygulanması gerekiyor. Beslenme alışkanlıkları dışında, hipotroiti olmak (hipofiz bezinin az çalışması) ve bazı antidepresan ilaçlar kullanmak da metabolizma hızını yavaşlatıyor.

Formda kalmak için öncelikle metabolizmayı tanıyıp buna uygun diyetler yapılması gerekiyor. Aksi halde sağlıklı bir hayat umarken, kişinin organizmasına uygun olmayan diyetlerin yeni sağlık sorunlarına yol açması olası görünüyor.

Redskins Kuralı Nedir?

Çocuğunuz İçin Futbol