İnsan hayatında olduğu gibi, futbolda da hayal kırıklıklarının en büyüğü beklentilerin yüksek olduğu zamanlarda ortaya çıkar. Andriy Shevchenko’nun Ada Futbolu’ndaki hikayesi de işte böyle başlıyor. Dinamo Kiev’de partlayan kariyerini soluğa Milan’a atarak taçlandırmıştı Ukrayna’nın altın çocuğu. 2012’de sonlandırdığı futbol kariyerinin ardından “efsane” olarak anılmasının altında da Milan günleri yatıyor kuşkusuz.
Çizme’ye ilk ayak bastığı 1999 yılında çıktığı 32 maçta 24 gol atarak gol kralı oldu yıldız oyuncu. Bunu başardığı dönemin belki de dönemin İtalya’sı gol kralı olması en zor lig. Düşünün, rakiplerinizden sadece bazıları Del Piero, Inzaghi, Bagio, Ronaldo, Salas. Karşılıklı oynadığınız defans oyuncuları da Maldini, Blanc, Couto, Nesta, Stam gibi yıldızlar. Ama tün bunlara aldırış etmeyen Shevchenko daha ilk sezonunda fırtına gibi esti ve Milan kariyeri boyunca hiç geri adım atmadı. FIFA’nın belirlediği en iyi 100 oyuncu arasında yerini aldı.
Kazanabileceği her kupaya adını yazdıran AShevchenko, ayrılma vaktinin geldiğini düşünerek belki de hayatının en zor ve belki de en talihsiz kararını verdi. İtalya futbolunun düşüşünün başladığı, İngiltere futbolunun ise yeniden şekillendiği yıllara denk geliyor Shevchenko’nun Londra’nın mavi tarafına gidişi.
Milyarderlerin kulüpleri alarak paraya boğma modasını Roman Abramovic, Chelsea’yi satın alarak başlatmıştı. Menajerlik oyununu gerçek hayatta oynayan Abramovic, 2005 ve 2006 yıllarında üst üste gelen şampiyonlukların ardından gözünü Şampiyonlar Ligi’ne dikmişti. Bu kupa için de hiçbir masraftan kaçınacak gibi durmayan Rus iş adamının hedefinde, Milan’ın yıldızı Andriy Shevchenko vardı. Aslında Chelsea’nin Shevchenko isteği transferin gerçekleştiği 2006 yılından bir sezon öncesinde gerçekleşti. 2005 yazında, Chelsea’nin, Milan’a Shevchenko için Hernan Crespo’nun yanı sıra hatrı sayılır bir para önerdiği çok konuşuldu.
Kulübün CEO’su Peter Kenyon, “gelişmek için büyük oyunculara ihtiyacımız var. Shevchenko da bizim
istediğimiz gibi büyük bir oyuncu” açıklaması yaparak transfer dedikoduları tavan yaptı. Futbol her zaman zaferlerin, başarıların ve kupaların oyunu olmuyor. Bu oyunun en büyük parçalarından birisi de hayal kırıklıkları. Bazen taraftar, bazen oyuncular ve bazen yöneticiler hayal kırıklığına uğrar. Bazen de herkes…
Ancak en önemli oyuncusunu kaybetmek istemeyen Milan 2005 yazını adeta direnerek geçirdi ama bu direniş ancak bir sene sürdü. 2006 yazında Chelsea, Shevchenko’yu 30 milyon pound karşılığında transfer etti. Yazının başında da bahsetmiştik, beklentiler büyük olunca hayal kırıklıkları da büyük oluyor. Shevchenko için Chelsea’nin kasasından çıkan bu ücret bir kulüp rekoruydu. Shevchenko, imza töreninde 7 numaralı formasını sırtına geçirirken, kulüp tarihinin en pahalı transferi olarak da gazetecilere poz veriyordu.
Beklentiler büyüktü. Shevchenko yıllarca Milan’da kazanabileceği herşeyi kazanmıştı ve yeni bir maceraya atılmalıydı. Lig şampiyonluğu hedefine ulaşan Chelsea ise Şampiyonlar Ligi için büyük atılımlar yapmalıydı ve Shevchenko bu atılım için çok uygun bir isimdi. Nitekim basın toplantısında da Ukraynalı yıldıza sorulan soruların odağında Devler Ligi vardı. Shevchenko, daha önce bu kupayı kazanmış bir oyuncuydu ve o sezon kupayı almanın gerçekçi bir hedef olduğunu söylemesi, taraftarları oldukça heyecan yarattı.
Transferin bir diğer tarafı Jose Mourinho ise oldukça mutluydu. Hayallerinin gerçek olduğunu söyleyen Portekizli teknik adam, yeni yıldızına övgüler yağdırıyordu. 2006 Dünya Kupası’nda Shevchenko önderliğinde Ukrayna, çeyrek final oynamıştı ve Ukraynalı oyuncu yeni takımıyla gireceği sezonu bekliyordu. Ancak işler beklendiği gibi gitmedi, sezon başladı ancak yıldız oyuncu bir türlü istediği performansı gösteremedi. Beklenen gol gelmedikçe üzerindeki baskı iyice arttı. 10. Lig maçında ilk golünü atan oyuncu, yaşadığı baskıyı gol sevincinde gördüğü sarı kartla gözler önüne serdi.
O günden sonra Ukraynalı oyuncunun düzenli goller atacağına yönelik beklenti hiçbir zaman gerçekleşmedi. Chelsea ile çıktığı 48 maçta sadece 9 gol atabilen Shevchenko, sahadaki duruşu ve hareketleriyle Chelsea’ye gittiğine pişman olduğunu açıkça belli ediyordu. Ve 2008 yılında beklenen gerçekleşti. Ukraynalı golcü, kendisinin dünyanın en özel ayaklarından birisi haline getiren Milan’a kiralandı. Belki San Siro’ya bu kez adım attığında, Avrupa’nın en formda golcüsü değildi ama gözlerindeki ışıltı, kalbindeki Milan aşkını herkese açıkça gösteriyordu. O günden sonra bir daha süper yıldız seviyesine çıkamayan Shevchenko, bugün bile Milanlı Shevchenko olarak zihinlerimizde yer etmiştir.