in

16 Yaşında 100 Madalya: Ayşe Begüm Onbaşı

2001’de, evet sadece 2001’de doğmuş olmak başlı başına bir mucize kabul edilebilir. Yani tabii ki her yıl, her ay, her saat, her dakika birileri doğuyor. Hatta siz bu kısmı okuyana kadar 25 bebek daha doğdu. Ancak “büyüklerin” gündemini işgal etmesi için 2001 doğumlu olmak çok erkenmiş gibi geliyor. Sonuçta henüz 10’lu yaşlarında olan bir isimden bahsediyoruz burada. Bugünlerde 100. madalyasını kutlayan bir sporcudan, Ayşe Begüm Onbaşı’dan bahsediyoruz. 

Bir ömür + 90 saniye

Her gün 50 km yol gitmek, 3.5 saat boyunca çalışmak ve 50 km yol kat ederek dönmek. Hatta hafta sonuysa 100 km yolun ardından 5 saat çalışmak. Yemeği gramla yemek, iradeyi tamamen kontrol altında tutmak, diyet tablosuna uymak, hem çalışıp hem antrenman yapmak, kurulu bir saat gibi yaşamak. Ve bunların hepsini aslında sadece 1.5 dakika için yaptığını bilmek.

Bir mahkûmun günlük programı değil, disiplinli bir sporcunun, Ayşe Begüm’ün günlük hayatı bu. 2016’da Güney Kore’de düzenlenen Aerobik Jimnastik Dünya Şampiyonası’nda elde ettiği altın madalyayla adını yüz milyonlara duyurmayı başaran Ayşe Begüm ne kadar övülse az belki de. Koca koca insanların büyük yeteneklerine rağmen disiplinsizlik nedeniyle yok olup gittiği spor dünyasında 2008’den, yani 7 yaşından beri profesyonel eğitmenler eşliğinde çalışmak, spor aşkıyla disiplin birleşince neler olabileceğini bir kez daha ortaya koyuyor.

sampiyon-ayse-begum-onbasi

Bir oyun olarak başlamıştı, her şeyde olduğu gibi…

Kendisi genç olmasına rağmen başarılarıyla gençlere örnek olmayı başarabilen Ayşe Begüm’ün hikayesi, insanları bir kez daha düşünmeye sevk ediyor. Pazarcı bir ailenin çocuğu olarak Manisa Akhisar’da dünyaya gelen Ayşe Begüm için her şey daha 3 yaşında 2004 Atina Olimpiyatları’nı televizyondan izlerken gördüğü jimnastik hareketlerini taklit etmesiyle başlamış.

5 yaşındayken kendini Akhisar Belediyesi’nin verdiği kurslarda bulan Ayşe Begüm, 7 yaşına geldiğinde kendini profesyonel eğitmenlerin elinde bulmuş. Günlük 100 km yolculuk da böyle başlamış. Her gün babasıyla birlikte antrenmanlara giden genç sporcu, yolda ders çalışarak okuluna devam ederken çocukluk eğlencelerinden, sınıf arkadaşlarından, ailesinden uzak kalsa da yılmayıp çalışmaya devam etmiş. Başarı için bazı şeylerden feragat etmenin bilincine varmak için gereken olgunluğun yaşla gelmediğine güzel bir örnek.

Başarmak için başarısız olmayı bilmek gerek

Büyük bir kısmı altın olmak üzere -şimdilik- toplam 100 madalyası bulunan Ayşe Begüm için her şey her an mükemmel gitmemiş tabii. İlk altın madalyasını 2012’de Fransa’da kazanmasından 2 yıl sonra Meksika’da düzenlenen dünya şampiyonasında birinciliğine kesin gözüyle bakılırken son anda ayağı kaymış. Asla unutamadığı anlardan biri olduğunu söyleyen Ayşe Begüm, son anda toparlamış ve gösterisine devam ederek bronz madalyaya ulaşmış.

Bu “başarısızlığın” ardından daha fazla çalışmaya başlayan Ayşe Begüm, artık alanında en sık takip edilen isimlerden biri, yani bir dünya markası. Ve evet, henüz 16 yaşında. Çikolata yemek yerine koklayıp tekrar buzdolabına koyuyor. Her gün çalışıyor, düzenli uyuyor ve en önemlisi spor yapmayı, yaptığı işi, işinde başarılı olmayı seviyor. 1.5 dakikalık performansı için aylarca çalışması gerektiğinin farkında.

Yeni Nadia Comaneci olur mu bilinmez, ancak ayda ortalama 1 madalya kazanan bir sporcunun, engellere yüz vereceğini düşünmek zor. Üstelik yarışmaya katılmanın, kazanmakla eş tutulduğu bir ülkede.

Basketbolda En Hızlı Şekilde Rakibini Geç!

Bel Çevresi Yağlarına Cevap Belli: Hoşça Kal!