NBA’de en çok konuşulan iki isim Kevin Durant ve LeBron James. Basketbol konusunda tüm dünyanın nefeslerini kesen NBA tarihinin yeni çağ starları olarak anabileceğimiz bu ikilinin hikayeleri, siyahın da beyazın da kendine bol bol yer bulduğu hikayeler… Dünyanın en çok kazanan sporcularının arasında bulunan Durant ve LeBron, NBA’deki heyecanın da büyük bir çoğunluğunu paylaşıyor. Şimdi bu iki adamın hikayelerinde biraz daha geçmişe gidip, bilinmeyenleri ortaya çıkaracağız.
“Yok artık LeBron James!”
Dilimizde “Yok daha neler!”’in yerini alan “Yok artık LeBron James!” kalıbı, hayatımıza Powerade içeceğinin reklamıyla girdi. Fakat kendisinin yaptığı her harekete uyan bir kalıp olmakla birlikte günlük konuşma diline de yerleşti. 2003 NBA seçmelerinde Cleveland Cavaliers tarafından birinci sıradan seçilerek çaylaklık kariyerine başlayan LeBron’ın çocukluk yılları oldukça zor geçti. LeBron’ın hikayesi Amerikan futbolcusu Michael Oher’ın hikayesiyle benzerlikler gösteriyor. Hikayenin geniş açılı incelemesi için The Blind Side adlı filmi izleyebilirsiniz.
Babası tarafından terk edilen LeBron, annesi ile birlikte sürekli oradan oraya taşınarak göçebe bir hayat yaşamaya mecbur bırakılıyor. Annesi hem beladan hem yoksulluktan hem de açlıktan oğlunu oldukça dikkatli bir şekilde koruyor fakat LeBron belli bir yaşa geldiğinde artık okula gidemeyecek hale geliyor ve LeBron’ın koçu genç adamı evine davet ediyor, masraflarını karşılıyor ve tüm emeklerinin, çabalarının karşılığını LeBron, Cleveland tarafından keşfedildiği zaman yaşadığı gurur ile alıyor. LeBron’ı farklı kılan büyük cüssesine rağmen gösterebildiği atletik hareketler, hız ve güç! Bir basketbol sahasında harikalar yaratmak için her şeye sahip! Geçmişine sığdırdığı duvarlarında boydan boya Michael Jordan posterleriyle dolu bir oda da dahil…
Drantula!
Coldplay şarkılarının beklenmedik tiz yükselişleri vardır ve duyduğunuz anda müzikal bir büyü ile karşı karşıya olduğunuzu bilirsiniz. Kevin Durant’in de sahadaki yükselişi bazı şarkılardaki tiz yükselişlere benziyor ve kariyerinin en önemli dönemini geçiren sporcuyu başkalarıyla karşılaştırmak yerine hızına, gücüne odaklanarak izlemek sanki eski günlerdeki gibi NBA maçları izlemenizi, o altın çağa olan hasreti biraz olsun gidermenizi sağlıyor.
Şutlarında bazı özel gitarların tonu, koşuşunda da tiz yükselişleri görebileceğiniz Durant, henüz hiçbir NBA maçına çıkmadan Nike ile 7 yıllık sponsorluk anlaşması imzalamıştı bile. 2007 Kasım ayında gösterdiği performans sayesinde “Batı Konferansı En İyi Çaylağı” seçilen Durant, çoğu NBA yıldızı gibi zor bir çocukluktan geliyor. Geçim derdi, okul seçimi, imkansızlıklar arasından yükselen hikayesi, babasının aileyi terk edişiyle başlıyor. Anneannesi ve annesi ile 13 yaşına kadar gelen Durant’ın hayatına babası tekrar giriyor ve sık sık basketbol maçlarına gittikleri bir dönem başlıyor. Bu ayrılık ve sonrasındaki kavuşma birçok zorluğu da beraberinde getiriyor fakat küçük Durant’in tek hedefi olan basketbol yolunda ailesi de ona destek oluyor.
En sevdiği oyuncu Vince Carter’ın peşinden Toronto Raptors’ta oynamak isteyen Durant, Maryland bölgesinde bazı takımlarda amatör olarak basketbol hayatına başladı. Bugün üçlük kralı olmaya emin adımlarla ilerleyen Durant’in attığı şutların hepsinde, büyük bir tutku ve sevgi var. Potaya giden her topu merak uyandıran Kevin Durant, beklentileri sürekli olarak yükseltiyor.