Hafta başında yeni yayınlanan Nike Futbol reklam filmini blogda paylaşmıştık sizinle. Futbolu bırakmış olmasına rağmen Brezilya ve Dünya futboluna halen daha ilham kaynağı olduğu su götürmez bir gerçek. Bu yüzden bu hafta efsane sporcular köşesine Ronaldo’yu misafir ediyoruz.
Tam adı Ronaldo Luis Nazario de Lima olan oyuncu 18 Eylül 1976 doğumludur. Futbola Tennis Club Social alt yapısında başlayıp, Social Ramos Club ve Sao Cristovao ile devam eden Brezilyalı yıldız, profesyonel olarak, ilk kez Cruzeiro formasını giydi.
90’ların sonu ve 2000’lerin başı arasında Dünya futbolunun en ürete golcülerinden biriydi Ronaldo. 1997 yılında, henüz 21 yaşındayken Avrupa’da yılın futbolcusu seçilerek Ballon D’Or ödülünü kazandı. Aynı ödüle 2002 yılında tekrar layık görüldü. 1996 yılında 20 yaşında FIFA Yılın Oyuncusu ödülünü aldığında bu ödülü kazanan en genç oyuncuydu.
2007’de France Football adlı futbol dergisi tüm zamanların en iyi ilk 11’inde Ronaldo’ya yer verirken, vatandaşı Pele tarafından da FIFA 100 listesine seçilmiştir.
2010 yılında Goal.com sitesinde yapılan bir ankette katılımcıların %43’ünün oyuyla son on yılın en iyi oyuncusu seçildi. 23 Şubat 2010’da Corinthians ile iki yıllık sözleşme imzalayan sambacı, 2011 sezonunun bitiminde futbolu bırakacağını açıklasa da, sürekli yaşadığı sakatlıklar neticesinde 2011 sezonunun yarısında, 14 Şubat 2011’de emekli oldu.
İlk profesyonel forma
Ronaldo’nun profesyonel kariyeri Cruziero formasıyla başladı. 1993 yılında, o zamanlar yeni yükselişe geçen bir takım olan Cruzeiro’ya katılan Ronaldo, burada sadece bir yıl oynadı ve çıktığı 14 maçta 12 golle takımı Brezilya Kupası şampiyonluğuna taşıdı. Ronaldo’yu keşfedip Cruzeiro’ya kazandıran ise Brezilya’nın Dünya Kupası kahramanlarından Jairzinho’dur.
Henüz 17 yaşındayken, 1994 FIFA Dünya Kupası’nda Brezilya kadrosunda yer aldı fakat oynamadı. Dünya Kupası ertesinde de kariyerinin yönünü Avrupa’ya çevirdi. 1988-93 yılları arasında PSV Eindhoven forması giyen Romario, Ronaldo’nun da PSV’yi seçmesinde etkili oldu. 1994-96 yıllarında PSV’de oynayan Ronaldo, ilk sezonda ligde 30 gol attı. 2. sezonunda dizinde yaşadığı bir sakatlık onu uzun süre sahadan uzak tutsa da çıktığı 13 maçta 12 gol atmayı başardı. PSV Eindhoven’da, 1995’te ligin en skorer oyuncusu olurken 1996’da da Hollanda Kupası’nı kaldırdı.
PSV’deki başarısıyla hem Milan hem de Barcelona’nın dikkatini çekti. 17 milyon dolarlık rekor bir fiyata Barcelona’ya transfer oldu. Barcelona formasını yalnızca bir sezon giyen Ronaldo büyüleyici bir performans sergileyerek toplam 49 maçta 47 gol kaydetti. Katalan ekibini UEFA Kupa Galipleri Kupası’nda şampiyonluğa taşırken, finalde de PSG’ye karşı maçın tek golünü attı. Aynı yıl Barcelona ile Copa Del Rey ve İspanya süper kupasını da kazandı. 1997’de 37 maçta 34 gol atıp gol krallığını kazandı. Ayrıca o tarihten 2008-09 sezonuna kadar La Liga’da 30 golü geçen başka bir oyuncu olmamıştı.
Ronaldo’nun Barça macerası uzun sürmedi. Kontratının yenilenmesi sürecinde bazı sıkıntılar yaşandı. Bunun üzerine yine bir transfer rekoru olan 19 milyon dolar karşılığında Milan’a transfer oldu.
1997-2002 yıllarındaki Inter Milan yolculuğu başlayan Ronaldo, 1998 UEFA kupasında finalde takımının 3. golünü Lazio’ya karşı attı. Milan forması giydiği 1997 yılında FIFA yılın futbolcusu ödülünü ve Ballon D’Or ödüllerini topladı.
2000 yılında geçirdiği bir sakatlıktan sonra iki ameliyat ve aylar süren rehabilitasyon süreci yaşadı. 2002 FIFA Dünya Kupası’nda sahalara döndü ve Brezilya’nın beşinci şampiyonluğunda önemli bir rol oynadı. Buradaki başarısıyla FIFA Yılın Futbolcusu ödülünü üçüncü kez kazandı ve Real Madrid’e transfer oldu.
İtalya’da geçirdiği başarı dolu kariyerinde, basın tarafından Il Fenomeno lakabı yakıştırılan Ronaldo, Inter’de oynamış en iyi 20 oyuncu arasında gösterilir. Mavi-siyahlılar için oynadığı toplam 99 maçta 59 gol attı.
2002’de başlayan Real Madrid kariyeri 2009’a kadar sürdü. 39 milyon euro karşılığında kendisini geçen yüzyılın en iyi takımını bağlayan imzayı attı. Forma satışlarının ilk gününde tüm rekorları alt üst etti. Sakatlığı sebebiyle 2002 Ekim ayına kadar yedek kulübesinde otursa da taraftarlar onun adıyla tezahüratlarını sürdürdü. Real Madrid formasıyla çıktığı ilk maçta 2 gol attı ve Santiago Bernabeu’da alkış yağmuruna tutuldu.
Aynı sezonun son maçında da Athletic Bilbao’ya gol atıp sezonu 23 golle kapattı. Daha önce Barcelona ile yaşayamadığı La Liga şampiyonluğunu da bu sezon yaşadı. Ayrıca Real Madrid ile 2002’de Kıtalararası kupa ve 2003’te de İspanya süper kupasını kaldırdı.
2003-2004 sezonunda Şampiyonlar Ligi çeyrek finali ikinci maçında Manchester United karşısında yaptığı hat-trick ile Old Trafford’da İngiliz ekibini kupanın dışına itti. Fakat Ronaldo’nun sakatlanmasıyla birlikte Copa Del Rey’e veda eden Real Madrid, Şampiyonlar Ligi’nde de elendi ve ligde de bir düşüş yaşadı. Lig şampiyonlunu Valencia’ya kaptırsalar da 24 golle gol kralı Ronaldo oldu ve Pichichi Trophy ödülünün sahibi oldu. 2006 yılında ise Ruud van Nistelrooy’un takıma katılması ve devam eden sakatlıkları sebebiyle Fabio Capello tarafından daha az tercih edilmeye başladı. 30 Haziran 2007’de Ronaldo Real Madrid’teki kariyerini noktalayıp AC Milan ile anlaştı.
2007-2008 Milan
11 Şubat 2007’deki ilk maçına yedek olarak çıkan Ronaldo bir sonraki Siena maçında 2 gol atıp bir de asist yaparak Milan’ın 4-3’lük galibiyetinde önemli rol oynadı. Bu ilk sezonda oynadığı 14 maçta 7 gol attı. Milan’a transferiyle birlikte, Milan derbisi denilen Inter Milan–AC Milan derbisinde her iki takımda da forma giyen birkaç oyuncudan biri olurken, her iki takım adına gol atan yalnızca iki oyuncudan biri oldu. Milan derbisinde iki taraf adına da gol atan diğer oyuncu da Zlatan İbrahimovic’tir. Milan formasıyla geçirdiği tek sezonda Ronaldo 9 gole imza attı.
Kariyerindeki onca başarıya rağmen Ronaldo hiç Şampiyonlar Ligi kupasını kaldıramadı. 2006-07 sezonunda AC Milan bu kupayı kazansa da, Ronaldo kurallar gereği kadroya alınamamıştı. 13 Şubat 2008’de Milan-Livorno maçında sakatlandı ve sezonu kapattı. Sezon sonunda da sözleşmesi kulüp tarafından feshedildi.
Ronaldo iyileşme döneminde Flamengo takımı ile antrenmanlara çıktı. Kulüp yönetimi takımın kapısının her zaman Ronaldo’ya açık olduğunu belirtti ancak Ronaldo 9 Aralık 2008’de Flamengo’nun rakibi Corinthians ile bir yıllık sözleşme imzaladı. Corinthians’ta oynadığı 14 maçta 10 gol atarak şampiyonluğa katkıda bulundu.
2011 sezonunda Corinthians Libertadores kupası’ından elendikten sonra 14 Şubat’ta yaptığı bir basın toplantısında sakatlıları nedeniyle futbolu bıraktığını duyurdu. “Beni çok mutlu eden bir şeyi bırakmak çok zor… Zihnen futbola devam etmek istesem de vücuduma yenildim” diyerek duygularını dile getirdi.
