Kalp Krizi
Kalp krizi her yaşta meydana gelebilir fakat koroner arter hastalığı teşhisi konan veya konmayan 40 yaşın üzerindeki erkekler hedef tahtasındadırlar. Kalp krizi, kalp problemlerinin ilk belirtisi olabilir ve böyle bir durumda bir koşucunun kendisine çabuk bir şekilde yardım gelmesini umması dışında yapabileceği pek bir şey yoktur.
Koşucuların yaptığı hata, antrenmanla ilgili göğüs ağrısı veya baskıyı, yüksek çarpıntıyı, mide bulantısını, baş dönmesini, bayılmayı veya yeni bir yorgunluk gibi belirtileri gözardı etmeleridir. Antrenman kapasitenizde değişiklik yapmak veya egzersizle alakalı belirtiler, yarışa katılmadan önce veya kendinizi zorlamaya başlamadan önce değerlendirilmelidir.
Sıcak Çarpması
Sıcak çarpması koşullar sağlandığında herkesin başına gelebilir. Zorlayıcı koşu için aklimatize olma seviyenize (vücudunuzun farklı ısı ortamına uyum göstermesi) göre daha sıcak olduğu zamanda nemli koşullarda sıklıkla görülür. Bunun önlenmesi adına sıcağa karşı toleransın önceden saptanması faydalı olacaktır. Sıcak bir ortamda yarış koşacaksanız, sıcak ortamda bu yarışa hazırlanmalısınız ve vücudunuzun hangi efor düzeyinde nasıl tepki verdiğini, ne tür giyimin sizin terleme oranınıza ve eforunuza uygun olduğunu önceden görebilirsiniz. Bunun dışında yarış tarihine yakın bir zamanda geçirilen viral enfeksiyon da koşucuları kalp krizine daha yaklaştırıyor. Son öneri olarak, yarış günü hava size çok sıcak geliyorsa veya yarıştan önceki hafta hasta idiyseniz yarışa daha kolay bir tempoda başlayıp ortalama temponuzu düşürün.
Kandaki Sodyum Seviyesinin Azalması
Egzersizle ilişkili kan sodyum seviyesinin azalması, Boston ve Londra Maratonlarına dair yapılmış çalışmalarda koşucuların %10-15’i oranında görülmüştür fakat bu grubun küçük bir sayısında belirtiler görülmüştür. Maratonda bu problem fazla miktarda su alımı ve böbreklerden düşük miktarda atımla oluşan seyrelmiş kan serum sodyumunun bileşiminden kaynaklanır. Bu durumda, hücrelerin içinde ve dışında elektrolit dengesini eşit tutmak için sıvının, hücrelerin içine girmesine zorlar. Beynin içinde hücre şiştiği zaman, kafatasının sınırları içinde sıkışır ve beyin de kafatasının açıklıklarına baskı uygular ki bu da ölümle sonuçlanır.
Koşucuların yaptığı hata, parkur boyunca ve bitişten sonra çok fazla miktarda su veya sporcu içeceği içmektir. Rahat bir şekilde idrara çıkıyorsanız, bu problem ender yaşanır fakat yarışırken tuvaletini yapmak pek yaygın değildir. Bu problem daha çok sıcak havada yapılan yarışlarda görülür. Koşucular kendi sıvı ihtiyaçlarını bilmelidirler ve terle kaybettiklerinin fazlasını yerine koymaya çalışmamalıdırlar. Susuzluk hissederken içmek fakat susuzluğu göz ardı etmemek, dayanıklılık yarışlarında bu problemin görülme sıklığını azaltmaya yardımcı olmuştur.
Bir koşucunun kendini en iyi koruması, vücudunu tanıması ve dinlemesiyle mümkündür. Daima bir başka yarış vardır ve eğer yarış koşulları sizin için o an uygun değilse, kendinizi iyi hissetmiyorsanız, o yarışı koşmak zorunda değilsinizdir.