Menu
in ,

Efsane Olmak İçin Jubile Yapmasına Gerek Kalmadı: Dirk Nowitzki

NBA tarihinde efsaneler arasında kendine geniş bir yer bulan oyunculardan olan Nowitzki, günden güne gelişmekte olan basketbolda kendini tarzını yaratan oyunculardan olmuştur. Başarılı şutları ve potayı penetreleri dışında kendine has şut aldatması tekniği ile rakip takımın uzunlarını gafil avlamayı en iyi bilenlerdendi. Dallas’ın son saniye basketine ihtiyacı olduğu anlarda topun üstüne ismi yazılırdı. Her son saniye basketine kalan maçı kazandırdı diyemeyiz ancak bu konuda takımın her zaman kendisine güveni sonsuz ve tartışılmazdı.

2 metre 13 santimlik uzun forvetimiz nasıl NBA efsaneleri arasına girdi? Hep beraber inceleyelim.

Profesyonel basketbol hayatını halen Dallas’ta devam ettiren Dirk Nowitzki, uzun yıllar boyunca kulübü 14 kez playoff’lara taşırken 2006-2011 yılında da takımın final oynamasında büyük rol sahibi oldu. NBA’deki Avrupalı oyuncular arasında ilk MVP ödülünü alan oyuncu olduğunu da eklemeliyiz. Başarıları saymakla bitmeyen efsane, 13 kez All-Star’a seçilirken aynı zamanda 12 kez de yılın en iyi beşine seçilmiştir. 28.000 üzerinde sayı atan oyuncu NBA’in en çok sayı atan oyuncular listesinde 6. sıraya geçmiştir. Rekorlara doymaya ve günlük rutinmiş gibi her gün bir yenisini ekleyen Nowitzki, Kareem Abdul-Jabbar gibi playoff maçlarında 30 sayı 15 ribound istatistiğini 4 maç üst üste yapmıştır.

Dirk Nowitzki’nin lakabını bilmeyenler için söyleyelim. Dino!

Hemen açıklayalım isim ve soy isminin baş harfleri olan DN’nin “Dino”ya dönüşmesi potaya penetre ederken ünlü çizgi film karakteri Dino gibi dilini çıkarmasından geliyor.

Bu başarıların en temeline indiğimizde aslında Dirk’in basketbol yeteneği annesi Helga Nowitzki’den geliyor. Babası ise Almanya’yı dünya çağında temsil eden hentbol sporcularının başında geliyordu. Anne ve baba’yı anladık peki ya ablası?

Nowitzki’nin ablası Silke, hem atlet hem de basketbol oyuncusu olarak bölgesel şampiyonluklar yaşamıştır. Efsanenin başarılara bu kadar alışık olması bir başka deyişle başarı üstüne başarı eklemesi tamamen genetikten geliyor diyebiliriz ancak sıkı durum Dirk Nowitzki ailede bu kadar basketbola yatkınlık varken ilk tercihinde babasının izinden gitmeyi seçiyor ve hentbolla tanışıyor. Hentbol oynadığı yıllarda tenise de merak salan efsanemiz diğer arkadaşlarına göre fiziki açıdan hızlı gelişiyor ve normal kriterlere göre “anormal” oluyor.

Anormal büyümenin farkına varan ve hentbol ve tenis fizik kriterlerini altüst etmesiyle basketbola ilk adımını bu sayede atıyor. Basketbolda ilk kulüp deneyimini DJK Wüzburg ile yaşayan oyuncumuzun, başka bir spordan basketbola geçiş yapması nedeni ile ilk başlarda zorlanması bekleniyordu. Fakat anne ve kız kardeş basketbol yeteneği olur da hiç mi oğlana bir şey kalmaz?

Tabii ki kalır hem de bal gibi. Günden güne kendini hızlı bir şekilde geliştiriyor ve henüz 15 yaşında iken dönemin başarılı oyuncularından olan Alman Holger Geschwindner’in dikkatini çekiyor.

Dikkatlerin üstüne çekilmesi ile birlikte normal antrenmanların üzerine Geschwindner ile haftada 2 – 3 kez olmak üzere özel idmanlara başlıyor. Basketbol her geçen yıl kendini yeniliyor. Bir yıl fizikli takımlar damgasını vururken “Basketbol fizik ister” diğer yıl atlet takımlar damga vurduğunda “Takımın hızlı ve atik olmalı, artık fiziğin önemi kalmadı”ya kadar değişebiliyor. Geschwindner’da onca yıl önceden görmüş olmalı ki Nowitzki’ye şut ve pas antrenmanları dışında taktik ve ağırlık çalıştırmıyordu. O zamanlar da ektiği tüm tohumların meyvesini alan Geschwindner’ın yüzünden tebessüm eksik olmuyordur eminiz ki…

Geschwindner geleceğin en iyi şutörlerinden birini yetiştirirken bir yandan da sosyalleşmesi ve Dirk’in farklı algılarını geliştirebilmek için enstrüman ve kitap okumaya yönlendiriyor. Günümüzde çoğu profesyonel basketbol oyuncusu yaptıkları işin dışında müziğe ve kültüre yönlendirilmiştir. Bunun nedeni ise enstrüman çalarken beyniniz aynı anda birden çok noktaya odaklanır ve hepsi bir uyum içerisindedir. Aynı sahada takım oyuncularının birbirine uyumu gibi. Farklı özelliklere sahip olsalar da, bir bütünlük içerisinde oynarlar. Kitap okumak iste işin tamamı ile hayat etme kurgulama kısmıdır. Bir basketbolcu pozisyonun sonunun nasıl geleceğini harekete başlamadan 2 saniye önce kurgular ve karar verir. Bol kitap okumak her zaman zihninizin kurgu, hayal etme ve sorgulama kısmına yardımcı olarak, saha içerisinde devamlılığı bulunan stratejik tarafı daha iyi görmenizi sağlar.

Bir efsane kolay yetişmiyor. Dirk’in gelişiminden oldukça memnun olan DJK Wüzburg başantrenörü Holger, Nowitzk’yi karşısına alarak hayatını değiştirecek o konuşmayı yapıyor.

“Şimdi dünyanın en iyilerine karşı mı yoksa Almanya’nın yerel kahramanlarına mı karşı oynayacağına karar vermelisin. Eğer ikincisini seçersen hemen antrenmanları durduracağız çünkü kimse bunun önüne geçemez. Ama en iyilere karşı oynamayı seçersen günlük antrenmanlar yapmak zorundayız.”

Ve kendisine 2 gün düşünme hakkı veriyor.

Her zaman kendiniz en iyi yapmak için sıkı çalışın. Asla pes etmeyin. Hayallerinizin peşinden koşabilecek kadar cesaretli ve kararlı olun. Unutmayın herkes en iyi olabilme hayaline kurar ancak hayalin peşinden kararlı bir şekilde koşan kişiler listelere alınır.

Dirk iki günlük düşünmenin ardından kararını daha çok antrenman ve uluslar arası oyuncu olmaktan yana kullanıyor. Hayatında vermiş olduğu en doğru karar olarak tarihe yazılmalıdır.

Basketbola başlayalı 1 yıl geçmesine rağmen 16 yaşında Robert Garrett, Marvin Willoughby ve Demond Grene gibi oyuncuların yanında A takımda kendine yer edinmiştir.

1994’den, 1998’e kadar formasını terlettiği ilk takımı Wüzburg’te ilk sezonunu okulundaki başarısız notlar yüzünden benchte oturarak geçirmek zorunda kaldı.

Ertesi sezon kendisine verilen şansı iyi değerlendiren Nowitzki, normal sezonda çift sayı haneli bir ortalama tutturarak genç olmasına rağmen tüm dikkatleri üstüne çekti. Dirk’i, dönemin Alman ulusal basketbol takımının koçu Baurermann izledikten sonra şu cümleleri sarf ediyor.

“Dirk Nowitzki son 10 belki de 15 yılın en büyük Alman basketbol yeteneği.”

 1997-1998 sezonunda okulunu tamamlamasıyla zorunlu askerliğe katılan Nowtizki, 1 Eylül 1997 – 30 Haziran 1998 tarihleri arasında askerliğini yaptı. Askerden döndüğünde 18 yaşında boyu 2.11’e ulaşmıştı. Şimdi daha uzun ve fit bir yapıya sahipti ve Bundesliga 2. Lig’de mücadele eden DJK Würzburg’ü sırtlayarak 1. Lig’e çıkarmaya hazırdı. Üç sezonluk playoff başarısızlıkların ardından farkını ortaya koyan Nowitzki, takımının playoff finallerinde en kritik maçta 24 sayı atarak 1. Lig biletini kulübüne kazandırmıştı. Bu başarının üzerine dönemin ünlü Alman dergisi tarafından “Yılın Oyuncusu” seçilerek yurtdışına ismini duyurmayı başardı.

NBA kapısı nasıl açıldı?

Birazdan okuyacaklarına inanamayacaksınız. Çünkü henüz 19 yaşında bir genç nasıl olurda NBA efsanesi Charles Barkley’den daha iyi performans sergiler?

Nike’ın düzenlediği “Hoop Heroes Tour” sayesinde Charles Barkley ve Scottie Pippen gibi starların karşısında buldu kendini. Gösteri amaçlı yapılan maçta Barkley’den daha iyi performans sergilemesi bir kenara maç içerisinde üzerinden smaç basarak performansını taçlandırmıştı. Charles Barkley sahada Nowitzki’ye bir şey söyleyemese de maç sonunda iki cümle ile her şeyi açıkladı.

“Bu çocuk bir aptal. NBA’e gelmek isterse beni arayabilir.”

Bu organizasyonun ardından Avrupalı gençler ile ABD’li gençlerin bir araya geldiği ve basketbol otoriteleri tarafından çok yakından takip edilen yine Nike’nin düzenlediği “Hoop Summit” maçında kadroya seçildi. Artık son duraktı. Burada göstereceği iyi bir performans bugünkü efsane olmasını sağlayacaktı. Nowitzki maçta 33 sayı 14 ribound ve 3 top çalmalık performansı ile tüm geçer notları toparlamıştı. Yetenekleri ile herkesi hayran bırakan Nowitzki Avrupa ve birçok NBA takımından teklifler aldı.

Nowitzki için Boston Celtics ve Dallas Mavericks koçları Rick Pitino ve Don Nelson kıyasıya yarış içindeydi. Nowitzki ile 45 dakikalık antrenman şansı yakalayan Boston Celtics koçu Pitino, pas, şut ve ribound yetenekleri karşısında Dirk’i, Boston Celtics efsane oyuncusu Larry Bird ile kıyaslıyordu ve draftlar da 10. Sıradan seçeceklerini garanti etmişti. Artık olmuştu her şey tamamdı. Dirk, NBA’de bir takımda olması sadece prestij bir seçmeden ibaretti.

Celtics için hazırlanan Nowitzki nasıl kendini Dallas’ta buldu diye sorarsanız Nelson’ın takımı 6. Sıradan seçme hakkını elde etmişti. Beklendiği gibi Nelson, Dirk’e ve Phoniex Suns’tan Nash’e talip oldu. Takımından iki kişi karşılığında Milwaukee ve Phoniex’ten mükemmel ikiliyi kadrolarına almayı başardı.

NBA tarihin en iyi ikililerinden Nash ve Nowitzki bu sayede Dallas forması altında buluşmuşlardı.

Nash, Nowitzki ile olan arkadaşlığı için;

“İkimiz de yeni bir kulübe katılıyor ve yeni bir şehirde yaşamaya başlıyorduk. İkimiz de yalnız ve yabancıydık. Bu, aramızda bir bağ oluşturdu. O, hayatı benim için kolaylaştırdı ve ben de onun için… Bizim dostluğumuz uçuk bir dünyada çok sağlamdı.”

Nowitzki, Nash için;

“Eğer bir süpermarkette tanışsaydık yine iyi bir arkadaş olurdu.”

NBA’de, Dallas forması giyen Dirk Nowitzki, en son anlaşması ile gelecek sezonda formasını terletmeye devam edeceğini dile getirdi. Kendisi hakkında yeni başarılarının yazılması gerektiğinin mesajını vermiş oldu.

Basketbol sevgisi dolu seyir keyfi dileriz.

Yorum Yazın

Exit mobile version