Bugün birçok futbol takımının gerek doğrudan logosunda yer edinmiş gerekse takımın adına yakıştırılmış bir simgesi var. Kimi çiçekleri benimsemiş olsa da birçoğu bir hayvan figürünü benimsemiş konumda. Lakin hiçbiri tesadüf ya da düşünülerek bulunmuş değil. Ya bir maç sonrasında edinilmiş yahut zamanın efsane bir oyuncusu sayesinde edinilmiş simgeler bunlar.
Hazırsanız, üzerlerine ne marşlar yazılmış, nice tezahüratlar yapılmış takım simgelerinin ortaya çıkış hikayelerine yakından bakalım!
Galatasaray
1902 yılında yani henüz Galatasaray kulübü kurulmadan önce dünyaya gelen Nihat Asım Bekdik’tir Galatasaray’a “aslan” simgesini kazandıran kişi. Hikayesi de oldukça ilginçtir. Galatasaray Lisesi’nin ortaokul kısmını bitiren Nihat, Galatasaray’da sadece futbol oynamakla kalmaz, 1923 yılında Milli Takımımızın oynadığı ilk maçta da forma giyer, hokey, yüksek atlama, 3 adım atlama, yüzme ve binicilikte de büyük başarılara imza atar. Birçok yarış kazandığı Aslan isimli yelkenlisinin ilham olduğu bu lakap, kendini spora adamış Nihat Bekdik’e futbol oynadığı dönemlerde yakıştırılır. 20 yıl boyunca Galatasaray formasını terleten ve kendini bu takıma adayan Aslan Nihat, aslan lakabını Galatasaray taraftarından alır ve bu lakabı yine takımına yadigar bırakır.
İşte Galatasaray takımı aslan simgesini böyle bir hikayeden alır.
Beşiktaş
Son 2 sezonun şampiyonu Beşiktaş, 1940-41 sezonuna gençleştirilmiş yeni bir kadroyla girer ve sahada fırtına gibi eser. Haftalar geçer, art arda aldığı galibiyetlerine bir yenisini eklemek isteyen Beşiktaş, bitime 5 hafta kala 19 Ocak 1941 günü rakibi Süleymaniye’yle karşılaşır. Şeref Stadında oynanan maça Beşiktaş siyah formasıyla çıkar ve Süleymaniye kalesine akın akın geldiği bir sırada tüm stadyum taraftarlardan birinin “Haydi kara kartallar. Hücum edin kara kartallar” sesiyle çınlar. Benzetme oldukça doğrudur; çünkü Beşiktaş tıpkı bir kartal gibi rakibini kendi sahasına sıkıştırmıştır.
Bu tezahüratı yapan kişi ise, boğazda yakaladığı balıkları satarak geçinen ve Beşiktaş’ın antrenamanları dahil hiçbir maçını kaçırmayan balıkçı Mehmet Galin’dir. Kuşları özellikle kartalları çok seven Mehmet Galin sayesinde Beşiktaş kara kartal lakabını alır ve daha sonralarında bu lakap kulübün simgesine dönüşür.
Peki o lakabın konduğu maç mı? O maçı Beşiktaş, rakip kaleye attığı müthiş gollerle 6-0 alır.
Fenerbahçe
O dönemler Türkiye’nin en iyi kalecisi olarak görülen Cihat Arman, müthiş kurtarışlarıyla seyircinin gönlünde taht kurar. Bir gün tam 90 olarak tabir edilen köşeden uçarak enfes bir top çıkarır ve bir taraftarın “hey yavrum kanaryama bak, yine uçtu” sözü ilk kez duyulur. Tabii bu benzetmede kaleci Cihat’ın sarı kanarya sarısı rengindeki formasının da etkisi olduğu kesin.
Birkaç yıl sonra 1952 yılına gelindiğindeyse çok iyi maçlar çıkaran Fenerbahçe için spor basını “kanaryalar güzel oynadı” şeklindeki haberleriyle birlikte bu benzetme takımın bir simgesi halini alır ve günümüze ulaşır.
Bursaspor
1992 yılında Bursasporlu bir kulüp yöneticisi o zamana kadar yeşil inci olan kulüp simgesinin çok durağan olduğunu ve daha hareketli bir simgenin takıma enerji getireceğine inanarak bu önerisini diğer yöneticilerle paylaşır. Böylece 6 ay sürecek yeni simge arama süreci başlamış olur. Bir yöneticinin boğa yiyen timsah belgeseli izlemesi üzerine aradıkları canlılık, güç ve motivasyonun timsah olabileceğini düşünülür ve timsah o günden sonra Bursaspor’un yeni simgesi halini alır.
Peki meşhur timsah yürüyüşü? O da 1994-1997 sezonlarında Bursaspor forması giyen Majid Mususi’nin bulduğu bir sevinç gösterisidir ve sevinç yıllar geçtikçe Bursaspor’la özdeşleşir. Timsah simgesini çok seven Bursaspor yeni yaptırdığı ve timsah şeklindeki stadyumuna da timsah arena ismini verir.
Gaziantepspor
Gaziantepspor bayrağındaki şahin sembolünü, Fransızlardan şehrini savunan şahin Bey’den aldığı bilinir. Birinci Dünya Savaşı, balkan savaşları ve Trablusgarp’ta gönüllü olarak savaşan şahin bey lakaplı Mehmet Sait’in Antep savunmasında gösterdiği üstün başarıya bir vefa örneği gösteren Gaziantepspor, takımının simgesini şahin yapar.
Trabzonspor
Bu konuda Trabzonspor’un da Trabzonspor taraftarının da kafası biraz karışık. Bir kesim Trabzonspor’un simgesinin renklerine de ilham olan “hamsi” olduğunu söylerken bir kesim ise takımına hiçbir hayvanı yakıştıramayarak söylem olarak “Karadeniz Fırtınası”nı kullanıyordu. Taa ki birkaç yıl önce Trabzonspor’un simgesinin gerçekte “kaplan” olduğu söylenene kadar.
Bu konuda kafalar hala karışık olsa da bizce bu takıma en çok Karadeniz Fırtınası yakışıyor.