Eric Cantona
Manchester United’ın gelmiş geçmiş en iyi oyuncusu olan Cantona, Kral Eric unvanını kazanırken 4 Premier Lig kupası kaldırdı ve 100’e yakın gol attı. 30 yaşında futbolu bırakırken “Artık arkadaşlarımla dışarı çıkmak istediğimi yiyip istediğimi içmek istiyorum. Futbol oynama arzum artık burada sona eriyor” demişti.
George Best
Yine bir Manchester United efsanesi ve 7 numara karşımızda… Kuzey İrlandalı Best, 1974 yılında 28 yaşındayken futbola noktayı koydu. Best sonra geri dönse de hep ilk bırakışıyla hatırlandı. Best’le ilgili bu yazilar da ilginizi çekebilir
Yeşil sahaların ilk yıldızı: George Best
Just Fontaine
Biraz “çok eski”lere dönelim. Platini ve Zidane öncesi Fransız futbolu denince akla o gelirdi. 1958 Dünya Kupası’nda 13 gol atarak bir efsane statüsü elde eden Fontaine sakatlıklar nedeniyle 29 yaşında jübile yapmak zorunda kaldı.
Darko Pancev
Darko Pancev 1991 yılında Avrupa’da gol kralı oldu, Altın Top ödülünde ikinci sırayı aldı. Kızılyıldız formasıyla 43 maçta 40 gol attığı sezonda Şampiyonlar Ligi’ni de kazandılar. O yaz Inter’e dünyanın en pahalısı olarak transfer oldu. İtalya’da 3 sezonda 3 gol atabildi. Leipzig, Dusseldorf ve Sion maceraları sonrası 31 yaşında emekli oldu.
Marco Van Basten
Kariyeri boyunca 300 golden fazla ağları sarstı. 1988, 1989 ve 1992’de Altın Top ödülünü aldı. 1992’de Dünyada Yılın Futbolcusu seçildi. 1988’de Hollanda Avrupa Şampiyonu olurken SSCB’ye attığı gol hala hafızalarda. 1993 yılında sakatlandı ve iki yıl boyunca tedavi gördü. Böyle bir kariyerin 28 yaşında sona ermesi futbol adına yaşanan en büyük talihsizliklerden biriydi.
Brian Laudrup
Ağabeyi Michael’la birlikte FIFA 100 listesindeki oyuncularda biriydi. Bayern Münih, Fiorentina, Milan, Rangers, Chelsea, Ajax gibi devlere transfer olsa da bir türlü istikrar yakalayamadı. 1992 yılında Avrupa Şampiyonu olan Danimarka’nın kadrosunda olması en büyük başarısıydı. 31 yaşında noktayı koydu.
Hidetoshi Nakata
Japon ve Asya futbolunun gelmiş geçmiş en iyi oyuncusuydu. Parma, Roma ve Fiorentina’da İtalya’nın göz bebeklerinden biriydi. Lakabı da o yüzden “Gizli Hazine”ydi. 29 yaşındayken “Futbol artık tamamen para için oynanıyor. Ben takım arkadaşlarımı ailem olarak görüyorum ama onların aynı bakışta olduğunu sanmıyorum” diyerek futbolu bıraktı. Bir ara modellik yaptı ve hayır işleriyle vaktini geçirdi.
Carlos Roa
1998 Dünya Kupası’nın yıldızlarından biri olan Roa’nın futbolu bırakma hikayesi herhalde yazının aktörleri arasında en ilginci. Arjantinli oyuncu 30 yaşındayken dünyanın sonunun geleceğini söyleyerek futbolu bıraktı ve kendini dine adadı.
Patrick Kluivert
Ajax’ın altın jenerasyonunda Marc Overmars, Clarence Seedorf, Edgar Davids gibi isimlerle parladı. Daha 18 yaşında Ajax’ın Milan’ı Şampiyonlar Ligi finalinde yendiği maçta zafer golünü attı. Ajax ve Barcelona’da toplam 8 kupa kazanırken her maçta neredeyse gol atmayı başardı. 2004 yılında Newcastle’a transfer olduktan sonra kariyeri büyük düşüşe geçti. Valencia, PSV ve Lille’de averaj bir oyuncu gibi takıldıktan sonra 32 yaşında bıraktı.
Sebastian Deisler
22 yaşında Hertha Berlin’den Bayern Münih’e transfer olan Alman oyuncu ülkesinin yeni yıldız adaylarından biriydi. Bayern’e dizinden sakat olarak geldi. 4.5 yılda 60 maça çıkarken 2002 ve 2006 Dünya Kupası’nı sakatlıklar nedeniyle kaçırdı. 27 yaşında girdiği depresyondan çıkamadı ve futbolu bıraktı.
David Bentley
Arsenal altyapısından çıkan Bentley 2008 yılında 17 milyon paund karşılığında Tottenham’a transfer oldu. İngiltere Milli Takımı Menajeri Steve McClaren ve kamuoyu onu yeni David Beckham olarak lanse ediyordu. Üç Aslanlar’da 7 kez de oynadı ama sonra çok büyük yaşadı. Tottenham kontratı bitene kadar onu dört kez kiralarken Bentley, 29 yaşında futbolu bıraktı. Bırakma gerekçesi olarak “Futbolu artık sevmiyorum” açıklamasını yaptı. Şimdilerde İspanya’da Marbella’da restoran işletiyor.