YENİ FORMAT YENİ HEYECAN
2000-01 sezonundan bu yana Avrupa basketbolunun zirve ligi durumundaki Euroleague 17. sezonuna büyük bir değişiklikle başlayacak. 14 yıldır 24 takımın yer aldığı ligde takım sayısı 2016-17 sezonu ile birlikte 16’ya indirilirken play-off’lar öncesi yapılan iki etaplı eleme grupları da kaldırılarak iki devreli lig usulüne geçiliyor. Böylece 30 haftalık normal sezonda 16 takım biri iç sahada biri deplasmanda olmak üzere birbirleriyle karşılaşmış olacak.
7 Nisan 2017 tarihinde sona erecek normal sezonun ardından ise ligde ilk 8 sırayı alan takımlar play-off oynama hakkını elde edecek. İlk 4 takımın play-off’larda saha avantajına sahip olacağı play-off serileri ise 18 Nisan-2 Mayıs 2017 tarihleri arasında oynanacak. Tıpkı önceki sistemdeki gibi 5 maç üzerinden yapılacak play-off serilerinde 3 maç kazanan takımlar 19-21 Mayıs 2017 tarihleri arasında Dörtlü Final’de THY Euroleague şampiyonluk kupasını havaya kaldıran taraf olmak için kozlarını paylaşacak.
FİNAL MUCİZE KENT İSTANBUL’DA
Nisan 1992’de henüz 32 yaşındaki Zeljko Obradovic’in çalıştırdığı 21.7 yaş ortalamalı gencecik Partizan takımı 25 yaşındaki lideri Sasha Djordjevic’in son saniyede attığı üçlükle İspanyol Joventut Badalona’yı 71-70’lik skorla devirip İstanbul’da Abdi İpekçi Spor Salonu’nda düzenlenen FIBA Euroleague Dörtlü Finali’nde şampiyonluğunu ilan ediyordu.
20 yıl sonra, Mayıs 2012’de Olympiakos bir başka basketbol mucizesine yine İstanbul’da imza atıyordu. Kırmızı-Beyazlılar şampiyonluğun favorisi olarak gösterilen CSKA Moskova karşısında 3. çeyrekte 19 sayı geriye düştüğü mücadelede inanılmaz bir geri dönüşü gerçekleştirirken, bitime 0.7 saniye kala Giorgios Printezis’in atttığı basketle 62-61 galip geliyor ve Sinan Erdem Spor Salonu’nda 2012 Euroleague şampiyonu unvanını kazanıyordu.
Avrupa basketbol tarihinin bu unutulmaz iki anına bir üçüncüsü eklenebilecek mi, bunu hep birlikte bir kez daha İstanbul’da göreceğiz. THY Euroleague Dörtlü Finali 4 yıl aradan sonra yine İstanbul’da Sinan Erdem Spor Salonu’nun ev sahipliğinde gerçekleşecek. 19 Mayıs’ta yarı final maçları, 21 Mayıs’ta ise 2016-17 sezonu şampiyonunu tayin edecek final maçı oynanacak.
O SENE BU SENE OLABİLİR
Tıpkı geçtiğimiz sezonda olduğu gibi 2016-17 THY Euroleague sezonunda da 4 Türk takımı bu büyük mücadelede boy gösterecek: Son iki yılın Final-Four üyesi ve geçen yılın finalisti Fenerbahçe, yeniden yapılanan kadrosuyla Anadolu Efes, gösterişli kadrosuyla Final-Four iddiasıyla yola çıkan Darüşşafaka Doğuş ve bir yıl aradan sonra Euroleague’e son Eurocup şampiyonu sıfatıyla geri dönen Galatasaray Odeabank. Dörtlü Final’e İstanbul’un ev sahipliği yapacağı bir sezonda ligdeki 16 takımdan 4’ünün Türkiye topraklarından geliyor olması ve 4 takımımızın da Final-Four’u hedeflemesi hepimizi heyecanlandırıyor. En büyük dileğimiz 19 Mayıs günü geldiğinde en az bir Türk takımını parke zeminde görebilmek.
TAHT OYUNLARI NEFESLERİ KESECEK
Klişe olsa da doğruluğu şüphe götürmeyen bir söz vardır: Zirveye çıkmak zordur. Ama daha zor olanı ise zirvede kalabilmektir. 2016-17 sezonunda 15 takımın da hedefine alacağı son THY Euroleague şampiyonu CSKA Moskova bakalım geçen yıl Berlin’de Fenerbahçe’yi uzatmada yenerek oturduğu tahtında kalmayı başarabilecek mi? Tahta göz dikenlerin sayısı ise bu yıl oldukça fazla. Fenerbahçe, Mayıs 2016’da bir ribaund uzağında kaldığı şampiyonluğa uzanabilmek için bu yıl daha iddialı. Sergio Rodriguez’i kaybetse de Real Madrid hala Avrupa’nın en iyi takımlarından biri ve hedef bir kez daha şampiyonluk. Olympiakos dengeli kadrosu ve süper yıldızı Vassilis Spanoulis ile 2012’den sonra 2016’da da İstanbul’da mutlu sona ulaşmak amacında. Diamantidis hanedanlığı sonrası yeniden yapılanan Panathinaikos şaşalı günlerine geri dönmek istiyor ve Final-Four için son bir kaç yılda olmadığı kadar umutlular. 11 yıllık Xavi Pasqual dönemi sona eren Barcelona da 2013’te Olympiakos’la şampiyonluk yaşayan koç Bartzokas ve yeni saha lideri olmaya hazırlanan Tyrese Rice’la gözünü CSKA’nın tahtına dikenlerden. Özetle, kış yaklaşırken taht için verilecek savaş da alev almaya hazırlanıyor.
MACERA DOLU KARAKTERLER
David Blatt
2007’de Rusya Milli Takımı’nı Avrupa şampiyonluğuna, 2014’te Maccabi Tel-Aviv’i Euroleague şampiyonluğuna taşıyan David Blatt, 1.5 yıl süren ve 1 final görüp ve 1 de “yarım” şampiyonluk kazandığı (netice de Cleveland ona da bir şampiyonluk yüzüğü verecek) NBA macerasının garip bir şekilde sona ermesinin ardından Avrupa’ya Darüşşafaka Doğuş koçu olarak geri döndü. Avrupa basketbolunun en iyi teknik adamlarından biri olan İsrail asıllı ABD’li koç bakalım Darüşşafaka’yı vadedilen topraklara ulaştırabilecek mi? Blatt’in hikayesi bu sezonun takip edilmesi gereken hikayelerinden biri olacak.
Andrea Bargnani
İtalyan oyuncu, 2006 NBA Draftı’nda Toronto Raptors tarafından 1. sırada seçilmişti. Bunu başaran tarihteki tek Avrupalı olan Bargnani, 21 yaşında terkettiği Eski Kıta’ya 31 yaşına merdiven dayamış tecrübeli bir oyuncu olarak Saski Baskonia formasıyla geri döndü. “Il Mago” (Sihirbaz) bu 10 yıl içinde oynadığı takımlara ne vadeddiyse Bask ekibine de aynı şeyi vadediyor: Sonsuz hücum yeteneği ve sıfır savunma. Savunma zaaflarını bir kenara koyarsak 2.13 boyundaki Bargnani, Euroleague’in bu sezon fark yaratan oyuncularından biri olabilir.
Shane Larkin
NBA’den Euroleague’e göç edenlerden biri de Andrea Bargnani ile Brooklyn Nets’ten sonra Baskonia’da da takım arkadaşlığı yapacak olan Shane Larkin. 1.80 boyundaki Larkin 2013 draftında 1.tur 18. sırada draft edilmiş bir isim. Daha draft edildiği gece kendisini seçen Atlanta’dan Dallas’a takas edilen 24 yaşındaki oyun kurucu, son 3 sezonda 3 takımda (Dallas, New York, Brooklyn) forma giydi. Ele avuca sığmayan, korkusuz bir oyuncu olan Larkin özellikle NBA’de fiziksel dezavantajının sıkıntısını çok çekti. Larkin hala NBA’e ait olduğunu hissediyor ve 1 yıllık sözleşme yaptığı Baskonia’da parlayıp bir gün oraya geri dönmek istiyor. Bakalım bu hedefini gerçekleştirebilecek kalitede bir sezon geçirebilecek mi?
Andrew Goudelock
Onu Euroleague’de en son Fenerbahçe’yi 2015’te tarihinin ilk Dörtlü Finali’ne taşıyan isimlerden biri olarak izledik. Andrew Goudelock, Avrupa basketbolunun son dönemlerde gördüğü en önemli hücum makinelerinden biriyken Sarı-Lacivertlilerle sezon sonunda anlaşmazlığa düşünce direksiyonu Çin’e kırıp Xinjiang Flying Tigers takımının yolunu tutmuştu. 22.1 sayı ortalamasıyla bu takımda skor yeteneklerini sergileyen 28 yaşındaki Goudelock, 9 Mart 2016’da ise Houston Rockets ile anlaştı. Ne var ki Houston’da benchin son sıralarında genelde havlu sallamaktan öteye gidemedi ve 9 Temmuz’da Rockets tarafından serbest bırakıldı. Goudelock 24 gün sonra Maccabi Tel-Aviv ile 1 yıllık sözleşme imzaladığını duyurdu. 1.91’lik sayı makinesi yeniden yapılanan ve kabus gibi bir Euroleague sezonunu geride bırakan İsrail devini ayağa kaldırmaya çalışacak. İşi kolay değil ama onu yeniden izleyecek olmak bizler için büyük keyif olacak.
Nando De Colo
2015-16 Eurolegue normal sezon MVP’si, 2016 Euroleague Dörtlü Final MVP’si, 2015-16 Euroleague sayı kralı Nando De Colo, CSKA Moskova’nın 8 yıl aradan sonra Euroleague şampiyonluğunu kazanmasında hiç şüphesiz başroldeki isimdi. Kariyerinin olgunluk yıllarına giren 28 yaşındaki Fransız kombo guard bu yaz “Kızıl Ordu” takımıyla 3 yıllık yeni bir sözleşme imzaladı. Arka alandaki partneri Milos Teodosic ile Avrupa basketbolunun en yıkıcı, en baş döndürücü tandemini oluşturan De Colo kırılma anlarındaki soğukkanlı yapısıyla izlemesi bu yıl da büyük zevk verecek isimlerden biri olacak.
Tyrese Rice
2009’da Boston College’dan mezun olduktan sonra draftta seçilemeyince Avrupa’nın yolunu tutan Tyrese Rice’ın Panionios ve Artland gibi takımlarda yeşeren kariyeri son 3 yıl da ise inanılmaz bir ivme kazanmış durumda. 2014’te Maccabi’nin direksiyonunda Euroleague şampiyonluğu kazanıp Dörtlü Final MVP’si seçilen Rice, 2015’te ise Khimki ile Eurocup şampiyonluğu sevinci yaşarken sezonun da MVP’si olmuştu. 1.85’lik Rice için 2016 yazı kariyerinde yeni bir sayfanın açıldığı dönem oldu ve ABD’li guard Barcelona Lassa ile iki yıllık bir sözleşmeye imza attı. Gününde olduğunda durdurulması çok zor bir silah olan Rice aynı zamanda iyi bir takım lideri. Bartzokas’ın saha generali olmaya hazırlanan Rice’ın performansı Barcelona’nın da kaderini belirleyecek.
Ioannis Bourousis
Bir çoklarına göre Avrupa’nın en iyi pivotu olan 2.13’lük Yunan Ioannis Bourousis 5 yıl sonra Yunanistan’a bu kez Panathinaikos formasıyla geri dönüyor. 2015’te Real Madrid’le Euroleague şampiyonluğu yaşayan, geçtiğimiz yıl ise Baskonia’nın Dörtlü Final oynamasında büyük pay sahibi olan 33’lük dev, yeniden yapılanan ve Mayıs ayında İstanbul’da olmak isteyen Yeşil Yoncaların her iki boyalı alandaki çıpası olacak.
Ekpeh Udoh
Fenerbahçe ve Anadolu Efes arasındaki 2016 BSL final serisinde Sarı-Lacivertlilerin Ülker Arena’da kazandığı 3. maç sonrası soyunma odası koridorlarında enteresan bir olay yaşanmıştı. Fenerbahçeli minik bir taraftar Ekpeh Udoh’un yanına gelip 2.08’lik pivot/forvetin dev ellerine ufak bir kağıt tutuşturmuş, Udoh bir anlık şaşkınlıktan sonra kağıda bakıp ve gülümseyerek aracına doğru yürümüştü. Daha sonra o kağıtta “Ekpe Udoh!! Lütfen beni bırakma! Bizimle kal 🙂 Seni seviyoruz!!! Deniz” yazdığı ortaya çıkmıştı. Küçük Deniz’in bu notu aslında yaz boyunca milyonlarca Fenerbahçelinin ortak dileğiydi. 2015 yazında takıma dahil edilen, kimilerince bir soru işareti olarak değerlendirilen NBA patentli Udoh 1 sezon içinde takımın vazgeçilmez parçası haline gelirken taraftarların da sevgilisi olmuştu. 40 dakika boyunca varını yoğunu ortaya koymaktan çekinmeyen, hem hücumda hem savunmada Obradovic’in vazgeçemediği isim olan dahası ekürisi Jan Vesely ile korkunç bir ikili oluşturan Udoh olağanüstü bir sezonun ardından serbestti ve NBA’e geri dönmek istiyordu. Ancak Udoh istediği kontratı Atlantik ötesinde bulamayınca Deniz’in ve tüm Fenerbahçelilerin isteği oldu ve ABD’li yıldız takımda kaldı. Şimdi herkesin beklentisi Udoh’un geçen yılki performansının üzerine koyup Fenerbahçe’yi İstanbul’da Euroleague şampiyonluğuna taşıyacak ekibin kalbi olması.
Austin Daye
2009’da 1. tur 15. sıra draft seçimi olarak Detroit Pistons ile başladığı NBA kariyerinde 2014’te San Antonio Spurs ile bir de NBA şampiyonluğu gören 28 yaşındaki Austin Daye için 2015-16 sezonu Avrupa’daki çaylak yılıydı. Pesaro formasıyla İtalya Ligi’nde forma giyen Daye, 21 maçta 21.2 sayı, 9.0 ribaund, 1.9 asist, 1.6 top çalma ve 1.1 blok ortalamalarıyla çok yönlü oyununu sergilerken ligin de sayı kralı olmayı başarmıştı. Daye bu sezon yeteneklerini İstanbul’a, Galatasaray Odeabank’a taşımaya karar verdi. Şut menzili yüksek, oyun zekası üst düzeyde olan Daye, Euroleague’in fiziksel sertliğine uyum sağlarsa Sarı-Kırmızılılar için bu yıl anahtar oyuncu olacaktır.
Luka Doncic
Sergio Rodriguez’in NBA’e gidişiyle birlikte Real Madrid güç kaybına uğrasa da geleceğe umutla bakması için bir çok neden mevcut. Bu nedenlerden biri de Avrupa basketbolunun yeni yıldız adayı olan henüz 17 yaşındaki Luka Doncic. Sloven oyuncu çok yönlülüğü ve yaşına göre inanılmaz olgunluktaki oyunu ile Eflatun-Beyazlıların rotasyonunda her geçen gün daha fazla rol alıyor. 2.01’lik kombo guard şüphesiz bu sezonun en takip edilesi oyuncularından biri.
METE AKTAŞ (Basketbol yazarı)