Menu
in

İlhan Mansız Yeniden Yeşil Sahalarda

Türk spor tarihinin en kült figürlerinden biri olan İlhan Mansız, futbol yaşamı sonrası buz pateninde şansını denemiş ve Olimpiyat Oyunları’nın kıyısından dönmüştü. Beşiktaş ve A Milli Futbol Takımı’nın eski oyuncusu yaklaşık bir yıldır golf oynuyor ve yine iddialı.

Golfe başlama hikayenizi öğrenebilir miyiz?

Buz pateni macerasından sonra geçen sene mayısta golfe başladım. Haftada bir saat ders alıyorum ve yaklaşık 5-6 gün golf oynamaya gidiyorum.

Vakit geçirmenin ötesinde bir tutku olmuş diyebilir miyiz?

Golf benim için hobi değil. Yaptığım her sporda olduğu gibi burada da hedefim var. Teknik bir spor olması çok hoşuma gitti. Eğitim süreci beklediğinizden daha karışık ve burada da bir yüksek bir çaba göstermeniz gerekiyor. Ayrıca uzun yıllar uğraşabileceğiniz bir spor. O açıdan da ilgimi çekiyor.

Hedefiniz nedir?

Hedefim seneye Türkiye Amatör Şampiyonası’na katılmak. Türkiye’de handikapta üst sınır 16. Ben Almanya HCP sisteminde bir senede 54’den 20.5’e düşürdüm. Biraz hırslı bir yapım var ve hocam da 15-20 yıldır oynayanlarla bilgi olarak eşit olduğumu düşünüyor.

Hırs demişken futbol oynadığınız dönemdeki yapınız devam ediyor mu?

Golfte öncelikle kendinizle yarışıyorsunuz. Sakin kalıp, konsantrasyonunuzu yüksek tutmanız gerekiyor!

Almanya’da yaşıyorsunuz. Golf dışında neler yapıyorsunuz?

Bir menajerlik şirketi kurdum. Özellikle genç futbolculara danışmanlık hizmeti vermek istiyorum. Sadece sözleşmeyle ilgilenen bir menajer değilim. Sporculara, sportif-kişisel-fiziksel gelişim, zihinsel hazırlık vs gibi konularda tecrübelerimi aktarmak istiyorum. Şu an Bayern Münih alt yapı takımlarında oynayan Akın ve Okan Memetoğlu’yla çalışıyorum.

2002’de Dünya üçüncüsü olan takımı parçasıydınız. Orada da yenilgiyle başlamıştık. Onun dışında da Euro 1996-2000-2008, üç turnuvada da aynı senaryo vardı. Sizce bu neye bağlı?

Tamamen tesadüf olduğuna inanıyorum. Gruptaki ilk maç hep zor olur, kimse mağlubiyetle başlamak istemez. 2002’yle bir kıyaslama yapmak gerekirse biz grubun favorisine karşı kafa kafaya oynamıştık. İkinci maçımız nispeten daha kolaydı. Şimdi ise İspanya’yla oynayacağız ve işimiz çok zor.

Nasıl bir maç bekliyorsunuz?

Öncelikle Türkiye’nin takım halinde kenetlenmiş olması gerekiyor. Duygusallıktan dolayı eleştirileri çok fazla kafamıza takıyoruz. Biraz ayaklarımızın ve kafamızın rahat olması lazım. Diğer taraftan takım halinde alanları daraltıp, kontra atakları etkili kullanmak gerekiyor. Emre Mor’u kullanmak lazım diye düşünüyorum. Topa daha fazla onların sahip olacağı kesin. İspanya’ya karşı ister istemez geri çekileceksiniz. Bundan kaçmak mümkün değil. Yüksek konsantrasyonla oynamalıyız ve top kayıplarına çok dikkat etmemiz lazım. Cezayı anında kesecek bir takım var karşımızda.

Eleştirilerden bu kadar etkilenmek doğru mu?

Takımda şu an için de henüz lider bir oyuncu bulunmuyor. Bu durum Arda Turan’ın yükünü artırıyor. Yine 2002’yle kıyaslarsam o ekipte Hakan Şükür, Rüştü Reçber, Alpay Özalan, Bülent Korkmaz gibi sizi ateşleyecek oyuncular vardı.

İlk maçta en az koşan ekiplerden biri olduk. Bunu neye bağlıyorsunuz?

Türk sporcusu hem mental hem de fiziksel olarak Avrupa standartlarını yakalayabilmiş değil. Fiziksel olarak hazır olmayan bir sporcuyu 2-3 haftalık yüklemeyle hazır hale getiremezsiniz.

Son olarak fitnesstan bahsetmişken sizin spor salonuyla aranız nasıl?

Golfçüler pek uygulamıyor ama eminim ileriki senelerde, bu alan daha fazla ilgi görecek. Haftada 2 gün spor salonuna gitmeye çalışıyorum.

Yorum Yazın

Exit mobile version