Hem tek hem de çift kişiyle oynanabilen kort tenisi, açık ve kapalı alanlarda oynanabiliyor. Oyuncuların raket kullandığı tenis, içi boş bir lastik topla oynanıyor. Kortun ortasından geçen fileyle iki eşit parça ortaya çıkıyor ve çiftlerde daha geniş, teklerde daha dar olan hatlarla oyun alanı belirleniyor. Doğrudan rakip alandaki servis alanına gönderilen topla başlayan oyun, her oyuncunun rakip alana topu göndermesiyle devam ediyor. Topu rakip alandaki çizgilerin dışına atan veya filenin üzerinden rakip alana gönderemeyen oyuncular sayı alamıyorlar. Olimpik bir spor olan teniste üç ana zemin türü bulunuyor: Sert, çim, toprak.
Tenisin Tarihçesi
Tarihçiler, tenisin köklerinin 12. yüzyılda Fransa’nın kuzeyine dayandığını söylüyorlar. “Jeu de paume” adıyla oynanan sporun geliştirilerek modern tenise evrildiği düşünülüyor. 13. yüzyılda 10. Louis, tenisin açık alanda oynanmasından keyif almadığı için oyunu kapalı alanda oynamayı tercih ediyor. 10. Louis, tarih sayfalarına tenis oynayan ve ismi bilinen ilk oyuncu olarak da geçiyor. Fransızca “tut” veya “yakala” anlamına gelen tenez kelimesinden türeyen tenis, 16. yüzyıldan itibaren ise modern dönemdekine yakın raketlerle oynanmaya başlıyor. 18. yüzyılda ve 19. yüzyıl başlarında ise İngiltere kralı 8. Henry tarafından modern tenis duyuruluyor ve tenis o dönemden itibaren profesyonel hale geliyor. 1872’de Leamington’daki Avenue Road’da dünyanın ilk tenis kulübü kuruluyor ve sporun gelişimi hızlanıyor. 1877’de de dünyanın en eski tenis turnuvası Wimbledon ilk kez düzenleniyor. İlk turnuvayla birlikte oyun kuralları da şekillenmeye başlıyor. ABD’de de 1881’de ABD Kort Tenisi Birliği kuruluyor ve oyunu standartlaştırıp kurallar getiriyor. Aynı yıl ABD Açık da hayata geçiyor ve henüz 1800’lü yıllarda olmamıza rağmen tarihin en büyük turnuvaları düzenlenmiş oluyor. Fransa’da ise 1891’den 1925’e kadar en büyük turnuvaya Fransız kulüplerine kayıtlı tenis oyuncularının katılmasına izin veriliyor. Sonrasında tüm dünyadan oyuncuların katılabildiği Fransa Açık’tan sonra günümüzün dördüncü Grand Slam’i Avustralya Açık da 1905’ten itibaren düzenleniyor.
Tenis, Olimpiyatlar ve Oyun Düzeni
1896’daki ilk Olimpiyatlardan itibaren oyunlarda yer alan tenis, 1924’ten sonra çıkarılıyor. 1984’te 21 yaş altı olarak Olimpiyat sahnesine dönen tenis, 1988’den itibaren her yaştan oyuncuya açılarak yeniden tam anlamıyla oyunlara dahil ediliyor.
Setlere dayalı şekile oynanan teniste kazanan üç veya beş set sonunda belirleniyor. Erkeklerde Grand Slam turnuvaları, milli takımların katıldığı Davis Cup ve Olimpiyat finalinde beş setlik maçlar oynanıyor. Diğer tüm turnuvalar ise üç set üzerinden oynanıyor. Beş setlik oyunda üç sete ulaşan ilk isim, üç setlik oyunda ise iki sete ulaşan ilk isim maçı kazanıyor. Kadınlarda ise tüm profesyonel turnuvalar beş set üzerinden oynanıyor. Avustralya Açık, Fransa Açık, Wimbledon, Fed Cup ve Olimpiyat oyunlarındaki tenis maçlarında final setlerinde tie-break sistemi uygulanmıyor. Tie-break sistemi, 6-6’ya gelen oyunda oyuncuların sırayla ikişer servis kullanmasıyla devam ediyor ve iki farka ulaşan isim 7-6’yı bularak seti kazanıyor. Teniste setleri kazanmak için altı oyun kazanmak yeterli oluyor ancak iki oyuncu arasında mutlaka iki oyunluk fark bulunması gerekiyor. Bir set 6-4 ile bitebiliyor ancak set, 5-5 sonrasında ya 7-5 ile ya da tie-break sonunda 7-6 ile sonuçlanabiliyor. Tie-break olmayan final setlerinde ise normal servis oyunları oynanıyor ve mutlaka iki fark aranıyor. Bu da kimi zaman unutulmaz maçlar izlenmesine sahne oluyor ve bazı maçlar saatlerce sürebiliyor.
Profesyonel veya amatör düzeyde tüm tenis ekipmanları, bu harika sporun bir parçası olabilmeniz için Barcin.com online mağazasında sizleri bekliyor. Kolay ve güvenli bir şekilde yapacağınız alışveriş sonrasında ürünler kapınıza kadar geliyor ve sizi tenis kortlarıyla buluşturuyor.