Menu
in ,

Onu Dünyanın En İyi Atleti Yapan Ne? Serena Williams

14 yaşına 2 gün kala profesyonel bir tenisçi oldu. Antrenörü olan babası başta olmak üzere, herkesin ondan beklentileri vardı. O hep kendinden beklediklerine inandı. 1998 yılında dünya sıralamasında yer alan 10 kişiden 5’ini yendi. Bu büyük bir olay oldu çünkü Serena Williams, henüz 16 yaşındaydı. 1998 yılında bu performansıyla dünya sıralamasında ilk 20’deydi. Artık herkes bu genç kızın tenis tarihine farklı hikayeler katacağını biliyordu.

En iyi olma adımları

Bu onun için bir açılıştı. Kurdeleyi kesti ve arkasına bakmadan devam etti. Yanında bir tek kardeşi Venus vardı. Venus ile birlikte ilk çiftler şampiyonluğunu elde etti ve bu son olmadı. Daha sonra birlikte tam 13 Grand Slam şampiyonluğuna imza atacak; 2000, 2008 ve 2012’de Olimpiyat şampiyonu olacaklardı. Bir gün bu başarılı iki isim tabii ki karşı karşıya gelecekti. Dört Grand Slam turnuvasında birden (Avustralya Açık, Fransa Açık, Wimbledon ve Amerika Açık) şampiyonluk unvanının sahibi olduğu dönemde Venus Williams ile karşı karşıya geldi. Çoğunluk Venus’ten yanaydı. Bir tenis şöleni olan bu karşılaşmaların finallerinde kazanan Serena oldu ve turnuvanın adı “Serena Slam” diye anıldı.

Williams, geçen sene 22. Grand Slam zaferini yaşadı ve Steffi Graf‘ı yakaladı. 2017’de Avusturya Açık’ta yine kardeşini 2-0 mağlup ederek 23. kez Grand Slam şampiyonu oldu. Şu an o, en fazla maç kazanan ve en yaşlı tenis şampiyonu unvanlarıyla birinci sırada. Bu haberi aldıktan sonra tenisseverlerin kulaklarında Serena’nın yıllar önce söylediği sözler çınladı;

“Grand Slam turnuvalarını kazandım çünkü bunu çok istemiştim. Bazı turnuvalarda form durumu en iyi olan ben değildim ama kazanmayı herkesten çok istedim. Sanırım şunu söylemek yerinde olacaktır, tüm kariyerim boyunca çeşitli aşamalarda kazanmayı bu gezegendeki diğer tüm insan evlatlarından daha fazla istedim.”

Serana, söylediği bu sözlerle bugün hala elinde tuttuğu dünya şampiyonluğunu yıllar öncesinden ilan etmişti bile.

Tabii ki hayat her zaman toz pembe değil

Serena’nın başarı hikayelerini sayfalarca yazabilirsiniz. Hepimiz onun döneminde yaşıyor ve başarılarına şahit oluyoruz. Tenis tarihinin hiç unutmayacağı bu kadın, en iyi olduğunu herkese kanıtladı. Asıl tartışma konusu şu; gelmiş geçmiş en iyi kadın tenis oyuncusu Serena mı? Bazıları için bu soruyu sormak bile ayıp. Bazıları daha tedbirli davranıyor ve bir tenisçinin çıkagelip Serena’yı egale etmesini bekliyor. Bu beklentileri boşa çıkaran Serena, hep iyi günler yaşamadı tabii. Onu başarılı yapan bir dönem daha var. Bu dönem tüm zorluklardan sıyrılıp her şeye yeniden başladığı zamanlara tekabül ediyor.

Dünya birinciliğinden 139. sıraya, sonra yine birinciliğe…

2002- 2003 sezonunda (Serena Slam konuşmalarına denk gelen yıllar) kariyerinde ilk kez dünya sıralamasında birinciliği yakalayan Serena, aynı yıl tüm spor yaşamanı etkileyecek bir şey yaşadı. En büyük ablası Yetunde, bir sokak çetesi tarafından öldürüldü. Serena bu olaya çok duygusal yaklaştı ve bunalıma girdi. Tüm vaktini yemek yemeye ve alışverişe adadı. Dünya sıralamasında 139. sıraya kadar düşen Serena’nın artık tenisi bırakması bekleniyordu. Fakat 2007’de tekrar kortlara döndü ve 2008’de dünya birinciliğini tekrar ele aldı. Sene 2017’de spor sayfalarında hala onun mağrur görüyoruz. Bu kadar aradan sonra bu kadar başarılı olmasının sırrını herkes merak etmeye başladı. Serena’nın sırrı neydi?

Serena’nın sırları

Bu yıl düzenlenen Avusturya Açık’ta şampiyon olan Serena, 23. kez Grand Slam şampiyonu olduğu sırada, Venus ve onun, 30’lu yaşlardan uzak, 8-9 yaş zihnine sahip oldukları konusunda görüşlerini belirtti. Her şeye yeni baştan başlamanın zor olmadığını bize gösteren Serena, önce tenisi çok sevdi, sonra hep inandı ve kendi söylemiyle 8-9 yaş zihnine tenisten başka bir şey sokmadı. Gerçekten şampiyonun galibiyete değil, düşündüklerinden nasıl kurtarılacağını bilmek olarak tanımlayan tenisin starı, bu düşüncesini her defasında dile getirmekten çekinmiyor. “Arka planınızın ve nereden geldiğinizin bir önemi yoktur, önemli olan rüyalarınız ve hedeflerinizdir.” diyen Serena’nın kadınlarla paylaştığı bir başarı sırrı da var;

“Her kadının başarısı, diğerine ilham kaynağı olmalıdır. Birbirimizi yükseltmeliyiz. Çok cesur olduğunuzdan emin olun. Güçlü olun, son derece nazik olun ve her şeyden önce mütevazı olun.”

Yorum Yazın

Exit mobile version